ona tahammül edemiyoruz

ona tahammül edemiyoruz teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
ona tahammül edemiyoruz we can't stand him

ona tahammül edemiyoruz terimi için benzer kelimeler ve anlamları
garanti edemiyoruz ve garanti edemiyoruz we cannot and do not guarantee
tahammül tahammül endure endure
ona tahammül edemiyorum i can't stand him
ona tahammül edemiyorum can't stand him
ona tahammül tolerate him
cesaret edemiyoruz we dare not
tespit edemiyoruz we cannot ascertain
teslim edemiyoruz we cannot deliver
şikayet edemiyoruz we cannot complain
devam edemiyoruz we cannot proceed
devam edemiyoruz we can't go on
ameliyat edemiyoruz we cannot operate
ayırt edemiyoruz we cannot distinguish
cesaret edemiyoruz we don't dare
teklif edemiyoruz we cannot offer
kabul edemiyoruz we are unable to accept
size yardım edemiyoruz we are not able to assist you
bunu kontrol edemiyoruz, we cannot control this,
artık kabul edemiyoruz we can no longer admit
hayal bile edemiyoruz we can't imagine
takdir edemiyoruz we fail to appreciate
işaret edemiyoruz we cannot point to
teklif edemiyoruz we can't offer
hayal edemiyoruz we can't dream
güvenlik önlemlerimizi garanti edemiyoruz cannot guarantee our security measures
temsil edemiyoruz we cannot represent
fark edemiyoruz we fail to realize
tavsiye edemiyoruz we are unable to advise
tedarik edemiyoruz are not able to supply
biz garanti edemiyoruz while we cannot guarantee
maalesef teklif edemiyoruz unfortunately we cannot offer
tahmin edemiyoruz we cannot forecast
kabul edemiyoruz we can't accept
itiraz edemiyoruz are unable to object
tahammül edemez can't abide
tahammül etmez does not tolerate
tahammül davaları endure trials
hızına tahammül edemez can't stand the pace
buna tahammül edemiyorum i can't stand this
tahammül edemez cannot tolerate
tahammül edilebilir risk tolerable risk
tahammül takviyesi indenture supplement
tahammül edilebilir üst limit tolerable upper limit
tahammül edemiyorum i can't abide
tahammül edilebilir negatif hata tolerable negative error
düşünceye tahammül edemiyorum i can't bear the thought
için tahammül tolerated for
tahammül etmek stand pressure
riske tahammül edilebilirlik tolerability of risk
görmeye tahammül edemez can't stand seeing