elverişli yasal amaçlar

elverişli yasal amaçlar teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
elverişli yasal amaçlar opportune legal purposes

elverişli yasal amaçlar terimi için benzer kelimeler ve anlamları
yasal amaçlar için ve yasal bir şekilde for lawful purposes and in a lawful manner
amaçlar, amaçlar purposes, aims
tüm yasal amaçlar için for all legal purposes
yasal amaçlar legal purposes
yasal amaçlar için for legal purposes
yasal amaçlar için for statutory purposes
yasal amaçlar için for lawful purposes
tüm yasal amaç ve amaçlar için for all legal intents and purposes
yasal amaçlar statutory aims
tüm yasal amaçlar için for all lawful purposes
sadece yasal amaçlar için for lawful purposes only
yasal ve uygun amaçlar için for lawful and proper purposes
sadece yasal amaçlar için only for lawful purposes
ilgili yasal amaçlar relevant legal purposes
yasal amaçlar için var exists for legal purposes
sadece yasal amaçlar için sağlanmıştır is provided for lawful purposes only
tüm yasal amaçlar için constituting for all legal purposes
sadece yasal amaçlar için solely for lawful purposes
yasal ve düzenleyici amaçlar legal and regulatory purposes
yasal amaç ve amaçlar legal intents and purposes
yasal amaçlar içindir is for legal purposes
yasal amaçlar için for legal purposes that
uçuşa elverişli airworthy
tarıma elverişli arable
elverişli conveniently
elverişli cam favrile glass
olmayan elverişli non-conducive
elverişli olmayan non-favorable
elverişli opportune
deniz seviyesinin altında ekime elverişli toprak polder
elverişli propitious
elverişli ortam conducive environment
elverişli is conducive to
elverişli are conducive to
tesadüfi veya elverişli incidental or conducive
elverişli mallar fungible goods
elverişli değil not conducive to
elverişli conveniently available
daha elverişli more favorable
öğrenmeye elverişli conducive to learning
elverişli an opportune moment
için elverişli conducive for
daha az elverişli değil no less favorable
elverişli değil is not conducive
elverişli bir konumda is conveniently located
davranışa elverişli conducive to the conduct
elverişli karar favourable ruling
elverişli denge favorable balance
elverişli konum favourable position
elverişli form opportune form