bunu bir gerçeklik haline getirdin

bunu bir gerçeklik haline getirdin teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
bunu bir gerçeklik haline getirdin have made it a reality

bunu bir gerçeklik haline getirdin terimi için benzer kelimeler ve anlamları
bunu kendine sen getirdin you brought this on yourself
aracılığıyla bir gerçeklik haline gelir becomes a reality through
bir şey mi getirdin did bring something
bir şey mi getirdin did you bring something
sanal gerçeklik haline into a virtual reality
buraya ne getirdin? what brings you here?
getirdin mi did you bring
sen getirdin you brought
kendin getirdin brought it on yourself
sen getirdin you have brought
getirdin mi do you bring
getirdin you have bring
yemek getirdin mi you bring food?
ülkeyi dizlerine getirdin have brought the country to its knees
katma değer getirdin you bring added value
sen, dünyaya neşe getirdin! you, you brought joy to the world!
konusunu gündeme getirdin you raised the issue of
deneyim getirdin you bring experience
kendine getirdin brought on yourself
utanç getirdin have brought shame
görünmez hale getirdin have rendered invisible
bunu daha güvenli bir yer haline getirmek için to make this a safer place
bunu bir öncelik haline getirdi has made it a priority
bunu bir öncelik haline getirirdi would make it a priority
bunu bir öncelik haline getireceğim i will make it a priority
bunu bir alışkanlık haline getiriyorum i make it a habit
bunu bir gerçeklik yap make this a reality
bunu öncelik haline getirmek making it a priority
bunu birinci öncelik haline getirdi made it a top priority
bunu birinci öncelik haline getirdi has made it a top priority
bunu öncelik haline getirmek to make this a priority
bir şeyi bir şey haline getirmek out something into something
bir şeyi bir şey haline getiririz we turn something into something
bir alışkanlık haline getir make it a habit
bir film haline getirildi made into a film
bir öncelik haline getirdi made it a priority
bir yaşam tarzı haline gelmek become a way of life
bir özellik haline gelmek become a hallmark
harika bir üs haline getirmek make a great base
bir zorunluluk haline geldi has become a must
önemli bir endişe haline geldi became a major concern
bir problem haline geldi has become a problem
düşünceler bir şey haline gelir thoughts become things
ince bir toz haline getirilmiş ground to a fine powder
bir şey haline getirmek make something become
gerçek bir parça haline gelir becomes an actual part
hayatı bir sefalet haline getir make life a misery
bir zorunluluk haline gelir becomes a must
bir tasarı nasıl kanun haline gelir how a bill becomes a law
bir film haline getirildi was made into a movie