bir buton

bir buton teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
bir buton one push button

bir buton terimi için benzer kelimeler ve anlamları
bir buton bırak release a pushbutton
buton button
anlık buton momentary push button
yeşil buton green button
buton vanası push-button valve
ışıklı buton illuminated pushbutton
kırmızı buton red button
manuel buton manual push button
işıklı buton lighted pushbutton
buton devresi pushbutton circuit
tutulan buton maintained pushbutton
kapalı buton off pushbutton
sensörlü buton sensor pushbutton
buton mekanizması push-button mechanism
buton kontrol paneli push-button control panel
yerel buton local push button
kırmızı mantar buton red mushroom pushbutton
mekanik buton mechanical push button
buton işlevi pushbutton function
buton arayüzü push-button interface
& # 039; tamam & # 039; buton click on the 'ok' button
ack buton ack pushbutton
uygun buton convenient push button
buton kolaylığı ile with push-button ease
daha sonra & # 039; kaydet & # 039; buton then click the 'save' button
& # 039; geri & # 039; buton click on the 'back' button
buton modülü push-button module
& # 039; mevduat & # 039; buton click on the 'deposit' button
buton tuşu pushbutton key
kilitli buton locked pushbutton
tetik ile buton pushbutton with detent
makaralı buton roller pushbutton
buton çalıştırılan pushbutton-operated
taşınabilir buton portable pushbutton
değerin kaydedileceği buton button to store the value
buton kolaylığı push-button ease
kontrol buton panelleri control push-button panels
buton yükseltmek raise pushbutton
bir ... bir kırılganlık bir ... bir a...a brokenness a...a
bir tilki bir keresinde bir peynir parçasıyla bir karga uçarken görmüş a fox once saw a crow fly off with a piece of cheese in its
bir bir bir one-one-one
bir atlama, bir atlama ve bir atlama a hop, a skip and a jump
bir adama balık verin ve onu bir günlüğüne besleyin. bir adama öğret give a man a fish and you feed him for a day. teach a man to
bir başlangıç, bir orta ve bir son a beginning, a middle and an end
bir başlangıç, bir orta ve bir son sağlar provides a beginning, a middle, and an end
bir ... bir bakış ... bir a...gaze upon...a
bir yay, özel bir tel ile kuvvetlice gerilmiş esnek bir çubuk gibidir. a bow is like a flexible rod which strongly strained with a special string.
bir tarafa verilen herhangi bir bildirim veya başka bir iletişim any notice or other communication given to a party
dışarıda bir araba için bir garaj ve bir ev outside is a garage for one car and an outhouse with a
bir özkaynak aracı, bir kalıntıyı kanıtlayan bir sözleşmedir. an equity instrument is a contract that evidences a residual