hız sınırını yükseltmek

hız sınırını yükseltmek teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
hız sınırını yükseltmek raising speed limit

hız sınırını yükseltmek terimi için benzer kelimeler ve anlamları
hız sınırını yükseltmek raise the speed limit
hız sınırını aşmak break the speed limit
hız sınırını aşmak drive over the speed limit
hız sınırını aşmak go over the speed limit
kaydedilen hız sınırını aşmak exceed the posted speed limit
hız sınırını azaltmak reduce the speed limit
birinin sinirini kaybetmek lose one's nerve
sinirini bozmak unman
birinin sinirini kalk get up one's nerve
sınırını aşmak verge of
sinirini koru keep your temper
sinirini kaybetmek loose your temper
sinirini kaybetti lost his nerve
sinirini kaybet lose your nerve
sinirini kaybetmek lose nerve
sinirini bırakmak release anger
sinirini kaybetmek lose her temper
sinirini tut hold your nerve
zaman sınırını aşmak exceed the time limit
sinirini bozmak vent his anger
sinirini kaybet lose his nerve
sinirini koru keep your nerve
sinirini tuttu kept his nerve
sınırını ne kadar limit how much
zaman sınırını aştı exceeded the time limit
sinirini bozmak vent their rage
sinirini kaybetti he lost his temper
tarım sınırını zorlamak push the agricultural frontier
sinirini boz keep her temper
pasifik sınırını that border the pacific
sinirini tut hold his nerve
sınırını belirten stating the extent
temyiz süreci sınırını birleştiriyor consolidates appeal process cap
zaman sınırını aşmak exhaust the time limit
akdeniz sınırını çevreleyen ülkeler. countries bordering the mediterranean sea.
nükleer sınırını kaldırmak curb its nuclear
sınırını azaltmak lessen the extent to
sınırını aşmak exceed limitation of
sınırını belirle set your limit
zaman sınırını aşan exceeding time limit
sınırını ayarla adjust your margin
yoksulluk sınırını aşmak to bring above the poverty line
zaman sınırını belirle (120) set time limit (120)
kelime sınırını aşmak exceed the word limit
zaman sınırını uzatmak prolong the time limit
zaman sınırını kaldır remove time limit
ağırlık sınırını aşıyor exceeds the weight limit
yoksulluk sınırını yaşadım lived the poverty line
herhangi bir zaman sınırını karşılamada herhangi bir gecikme any delay in meeting any time limit
sınırını çizmek demarcate boundary