| kullanılmadığında veya gözetimsiz bırakıldığında |
when it is not used or left unattended |
kullanılmadığında veya gözetimsiz bırakıldığında terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| şimşekli fırtınalar sırasında veya kullanılmadığında bu cihazın fişini çekin |
unplug this apparatus during lightning storms or when unused |
| şimşekli fırtınalar sırasında veya uzun süre kullanılmadığında |
during lightning storms, or when unused for long periods of |
| kullanılmadığında kapları kapalı tutun |
keep containers closed when not in use |
| kullanılmadığında |
when not used |
| uzun süre kullanılmadığında |
when unused for long periods of time |
| kullanılmadığında |
when it is not in use |
| kullanılmadığında |
when not using |
| kullanılmadığında |
when not being used |
| dakika kullanılmadığında |
after minutes inactivity |
| kullanılmadığında ekran klavyeye katlanır |
the screen folds down onto the keyboard when not in use |
| kullanılmadığında kapları kapalı tutun |
keep containers closed when not used |
| 10 dakika kullanılmadığında |
after 10 minutes of inactivity |
| kullanılmadığında saklama |
storage when not in use |
| serbest bırakıldığında |
upon release |
| serbest bırakıldığında |
on release |
| serbest bırakıldığında |
when released |
| katılımsız bırakıldığında |
if left unattended |
| serbest bırakıldığında |
upon his release |
| serbest bırakıldığında |
upon its release |
| katılımsız bırakıldığında |
when left unattended |
| serbest bırakıldığında |
on his release |
| serbest bırakıldığında |
upon her release |
| bırakıldığında |
when left to |
| havaya bırakıldığında |
when released into air |
| serbest bırakıldığında |
when he is released |
| serbest bırakıldığında |
on its release |
| serbest bırakıldığında |
when you are released |
| serbest bırakıldığında |
upon releasing |
| suçlular serbest bırakıldığında |
when criminals are released |
| silahlar bırakıldığında |
when arms are laid down |
| maruz bırakıldığında |
once exposed |
| serbest bırakıldığında |
on releasing |
| yerinde bırakıldığında |
when left in place |
| serbest bırakıldığında, hasta |
upon release, patient |
| pedal bırakıldığında |
when the pedal is released |
| gözetimsiz bırakmak |
leave unattended |
| gözetimsiz |
without supervision |
| asla gözetimsiz bırakma |
never leave unattended |
| asla bir çocuğu gözetimsiz bırakma |
never leave a child unattended |
| çocuğunu asla gözetimsiz bırakma |
never leave your child unattended |
| gözetimsiz |
with oversight from |
| gözetimsiz |
without oversight |
| onları gözetimsiz bırak |
leave them unattended |
| gözetimsiz |
has oversight over |
| asla bebeği gözetimsiz bırakma |
never leave baby unattended |
| asla gözetimsiz bırakma |
never leave it unattended |
| çocukları gözetimsiz bırakmayın |
do not leave children unattended |
| asla gözetimsiz bırakılma |
never be left unattended |
| gözetimsiz çocuğu bırakma |
do not leave child unattended |
| bagajı gözetimsiz bırakmak |
leave luggage unattended |