başa çıkmaya çalıştıkları gibi

başa çıkmaya çalıştıkları gibi teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
başa çıkmaya çalıştıkları gibi as they try to cope with

başa çıkmaya çalıştıkları gibi terimi için benzer kelimeler ve anlamları
çalıştıkları gibi as they work
çalıştıkları gibi as they work through
çalıştıkları gibi as they tried to
başa çıkmaya çalış try to cope
başa çıkmaya çalıştık we tried to deal with
içinde çalıştıkları in which they operate
nerede çalıştıkları where they operate
çalıştıkları yer where they work
çalıştıkları yer in which they work
çalıştıkları süre boyunca for the duration of their employment
çalıştıkları için for which they work
nerede çalıştıkları where they practiced
çalıştıkları sektör ne olursa olsun regardless the sector they work in
başa çıkmak için başa çıkma mekanizması coping mechanism for dealing with
çıkmaya başla start dating
ortaya çıkmaya başladı began to emerge
çikmaya basladik started dating
ortaya çıkmaya başla begin to emerge
dışarı çıkmaya başladı started going out
ortaya çıkmaya başladı started to emerge
ortaya çıkmaya başlamak beginning to emerge
ortaya çıkmaya başlar begins to emerge
çıkmaya başladı began dating
ortaya çıkmaya başlamak starting to emerge
ortaya çıkmaya başla start to emerge
çıkmaya başladık we started dating
dışarı çıkmaya karar verdim i decided to go out
ortaya çıkmaya devam continued emergence
yola çıkmaya başla start out going
ortaya çıkmaya başlıyor is beginning to emerge
dışarı çıkmaya devam et keep coming out
ortaya çıkmaya devam et continue to emerge
piyasadan çıkmaya zorlanmak be forced out of the market
elden çıkmaya başladı started to get out of hand
yola çıkmaya hazır ready to set off
karşı çıkmaya çalış try to oppose
karşı çıkmaya cesaret dared to oppose
kanıt ortaya çıkmaya devam ediyor evidence continues to emerge
dışarı çıkmaya karar verdi decided to go out
çıkmaya başla begin dating
tekrar çıkmaya başla start dating again
yumurtadan çıkmaya hazır ready to hatch
ortaya çıkmaya devam ediyor continues to emerge
çıkmaya başladım i started dating
kanıt ortaya çıkmaya başlıyor evidence is beginning to emerge
yola çıkmaya karar verdik we decided to embark
kıyıya çıkmaya çalışıyor trying to shore up
ortaya çıkmaya devam ediyor continues to arise
mağdurları öne çıkmaya teşvik etmek encourage victims to come forward
yürüyüşe çıkmaya karar verdim i decided to going for a walk