Goca
Sözlük
onu vazgeçilmez kılıyor
onu vazgeçilmez kılıyor
teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı
Türkçe
İngilizce
onu vazgeçilmez kılıyor
makes it an indispensable
onu vazgeçilmez kılıyor terimi için benzer kelimeler ve anlamları
onu dayanılmaz kılıyor
makes it unbearable
bunu geçersiz kılıyor
voids this
seni özgür kılıyor
sets you free
seni eşsiz kılıyor
makes you unique
beni uykulu kılıyor
it makes me sleepy
beni coşkulu kılıyor
makes me enthusiastic
bu olayı başarılı kılıyor
making this event a success
çekici kılıyor
makes it compelling
bu bizi çok özel kılıyor
that makes us so special
seni gereksiz kılıyor
makes you redundant
mümkün kılıyor
is making possible
olanaksız kılıyor
makes it unlikely
kim kılıyor
who render
seni uygun kılıyor
makes you eligible for
ilginç kılıyor
makes it interesting
böylece insanları mümkün kılıyor
thus enabling people
seni sorumlu kılıyor
makes you liable
beni şüpheli kılıyor
makes me suspicious
hayatını dayanılmaz kılıyor
makes your life unbearable
bizi iyimser kılıyor
makes us optimistic about
bu olayı başarılı kılıyor
making this event a successful one
beni yetenekli kılıyor
makes me capable
bizi çekici kılıyor
makes us an attractive
farklı kılıyor
is rendered differently
beni temkinli kılıyor
makes me cautious
fiyatları ulaşılamaz kılıyor
driving prices out of reach
insanları daha savunmasız kılıyor
makes people more vulnerable
ve bizi uygun kılıyor
and rendering us fit for
bu gerçek imkansız kılıyor
this fact makes impossible
bizi çekici kılıyor
makes us attractive for
bizi mütevazi kılıyor
makes us humble
isa beni özgür kılıyor
jesus makes me free
tahmin etmeyi imkansız kılıyor
makes it impossible to estimate
fizik simülasyonu artık sürüklenmeyi mümkün kılıyor
physics simulation now makes drifting possible
kurumları mecbur kılıyor
obliges institutions
seni farklı kılıyor
makes you different
bizi harika kılıyor
makes us great
beni uygun kılıyor
makes me eligible
beni farklı kılıyor
makes me different from
çekici kılıyor
makes it appealing to
işimizi başarılı kılıyor
makes our business successful
bu da onları çok savunmasız kılıyor
which makes them highly vulnerable
seni özel kılıyor
makes you special
bu inovasyonu mümkün kılıyor
that enable innovation
avrupa komisyonunu mümkün kılıyor
enables the european commission
böylece imkansız kılıyor
thereby making it impossible for
bizi ayırt edici kılıyor
makes us distinctive
kovuşturmayı mümkün kılıyor
enables the prosecution
vazgeçilmez madde
unsaponifiable matter
vazgeçilmez etki
salutary effect