birbirinin karşısında konumlanmış

birbirinin karşısında konumlanmış teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
birbirinin karşısında konumlanmış are positioned opposite each other

birbirinin karşısında konumlanmış terimi için benzer kelimeler ve anlamları
birbirinin karşısında opposite each other
birbirinin karşısında across from each other
birbirinin karşısında opposite one another
birbirinin karşısında are opposite each other
birbirinin karşısında opposite of each other
birbirinin karşısında durmak stand opposite each other
birbirinin karşısında oturmak sitting across from each other
iyi konumlanmış well-positioned
iyi konumlanmış well positioned
iyi konumlanmış well located
ideal olarak konumlanmış ideally situated
iyi konumlanmış well situated
benzer şekilde konumlanmış bireyler similarly situated individuals
benzer şekilde konumlanmış kişiler similarly situated persons
kötü konumlanmış poorly positioned
küresel olarak konumlanmış globally situated
uygun bir şekilde konumlanmış it's conveniently located
mekansal olarak konumlanmış spatially located
mükemmel konumlanmış excellently positioned
ne kadar iyi konumlanmış how well positioned
belirgin bir şekilde konumlanmış prominently located
son derece iyi konumlanmış extremely well positioned
yerel olarak konumlanmış locally situated
daha iyi konumlanmış better situated to
çok konumlanmış so positioned
iyi konumlanmış ofis well positioned office
benzer şekilde konumlanmış olan diğerleri adına on behalf of all others similarly situated
benzer şekilde konumlanmış diğerlerinin adına behalf of all others similarly situated
yakınında konumlanmış positioned near
benzer şekilde konumlanmış diğer çalışanlar other similarly situated employees
prensip olarak konumlanmış principally located
yararı iyi konumlanmış well positioned to benefit
sürekli büyüme için iyi konumlanmış well-positioned for continued growth
sessizce konumlanmış quietly located
şirket iyi konumlanmış company well-positioned
birbirinin interchangeably
birbirinin aynı iki şey tweedledum and tweedledee
birbirinin içine girme interweaving
birbirinin yanında next to each other
birbirinin üstünde on top of each other
birbirinin üstüne on top of one another
birbirinin üzerine upon each other
birbirinin üzerine upon one another
birbirinin aynısı exactly alike
birbirinin önünde in front of each other
birbirinin üstüne düşmek fall over each other
birbirinin üstünde above each other
birbirinin yerine geçme substitute for each other
birbirinin etrafında around one another
birbirinin karşısına oturmak sit across from each other