| değer yaratmak için |
for creating value |
değer yaratmak için terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| paydaşlar için değer yaratmak |
create value for stakeholders |
| müşteriler için değer yaratmak |
creating value for customers |
| iş için değer yaratmak |
create value for business |
| için katma değer yaratmak |
create value added for the |
| paydaşları için değer yaratmak |
creating value for its stakeholders |
| değer yaratmak |
create value for |
| paylaşılan değer yaratmak |
creating shared value |
| önemli değer yaratmak |
create significant value |
| değer yaratmak |
create value from |
| sürdürülebilir değer yaratmak |
create sustainable value |
| ekonomik değer yaratmak |
create economic value |
| değer yaratmak |
creating value for |
| birlikte değer yaratmak |
creating value together |
| aracılığıyla değer yaratmak |
create value through |
| katma değer yaratmak |
creating added value |
| üstün değer yaratmak |
create superior value |
| uzun vadeli değer yaratmak |
create long-term value |
| maksimum değer yaratmak |
creating maximum value |
| öncü olarak değer yaratmak |
create value by leading |
| dışında değer yaratmak |
create value out of |
| sosyal değer yaratmak |
creating social value |
| ayırt edici değer yaratmak |
create distinctive value |
| kalıcı değer yaratmak |
to create lasting value |
| katma değer yaratmak |
generate greater added value |
| katma değer yaratmak |
create a value added |
| gerçek bir katma değer yaratmak |
make a real added value |
| gelişimden değer yaratmak |
creating value from the development |
| sahip olmaya değer bir şey için çalışmaya değer |
anything worth having is worth working for |
| yaratmak için |
in order to create |
| yaratmak için çalışıyoruz |
we strive to create |
| yaratmak için çalışmak |
work to create |
| için fırsatlar yaratmak |
create opportunities for |
| fark yaratmak için |
for making a difference |
| için fırsatlar yaratmak |
creating opportunities for |
| fark yaratmak için birlikte çalışmak |
working together to make a difference |
| için gerçek bir fark yaratmak |
make a real difference for |
| başkaları için bir fark yaratmak |
to make a difference for others |
| için bir fırsat yaratmak |
create an opportunity for |
| yeniden yaratmak için |
in order to recreate |
| daha iyi bir günlük yaşam yaratmak için |
to create a better everyday life |
| için bir şey yaratmak |
to create something for |
| yaratmak için |
in an attempt to create |
| fark yaratmak için |
in order to make a difference |
| için uygun bir atmosfer yaratmak |
create a suitable atmosphere for |
| daha iyisini yaratmak için |
to create a better |
| daha iyi bir ortam yaratmak için |
to create a better environment |
| yaratmak için kararlı |
committed to create |
| için fırsat yaratmak |
creating the opportunity for |
| için araç yaratmak |
to create means for |
| için mükemmel bir fırtına yaratmak |
creating a perfect storm for |