kullanılmak zorunda kalacaktı

kullanılmak zorunda kalacaktı teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
kullanılmak zorunda kalacaktı would have had to be used

kullanılmak zorunda kalacaktı terimi için benzer kelimeler ve anlamları
kararlaştırılmak zorunda kalacaktı would have to be agreed
ödemek zorunda kalacaktı would have had to pay
karşılanmak zorunda kalacaktı would have to be borne
sık sık ailem bana yardım etmek zorunda kalacaktı often, my family would have to help me
beklemek zorunda kalacaktı she would have had to wait
yüzleşmek zorunda kalacaktı would have had to confront
muhtemelen ayrılmak zorunda kalacaktı would probably have to leave
kalacaktı would have remained
kalacaktı it would remain
kalacaktı was to remain
geç kalacaktı would be late
kalacaktı would accommodate
sıkışıp kalacaktı would get stuck
açık kalacaktı would remain open
geride kalacaktı would be left behind
geçerli kalacaktı would remain valid
kalacaktı would have stayed
düşük kalacaktı would remain low
hayatta kalacaktı would have survived
kalacaktı would reside
sonsuza dek birlikte kalacaktı. would stay together, forever.
o kalacaktı she would stay
kesinlikle kalacaktı would remain strictly
gerisi kalacaktı the rest would stay
yarar için kalacaktı benefit would remain for
kalacaktı would had stayed
ve bir parçası olarak kalacaktı and would remain part of
serbest kalacaktı would be releasing
olmadan kalacaktı would remain without
elinde kalacaktı would remain in hands
yakın kalacaktı would remain close
sabit kalacaktı would remain constant
kapsam dışında kalacaktı would fall outside the scope
maruz kalacaktı would have exposed
fiyat kalacaktı the price would remain
konuşlandırılmış olarak kalacaktı would remain stationed in
aynı kalacaktı would remain the same
aynı kalacaktı would stay the same
tamamen anonim kalacaktı would remain completely anonymous
bu kalacaktı that would remain
bir parçası kalacaktı would remain part of
bizimle kalacaktı would stay with us
orada kalacaktı there would remain
kovuşturma ile karşı karşıya kalacaktı would face prosecution
kalacaktı would be staying
zorunda kalmak zorunda forced into having to
zorunda kalmak zorunda kaldım i'd be forced to
zorunda olmak zorunda is forced to have
olarak kullanılmak için üretildi made use of
kullanılmak üzere meant to be used