öncelikli orman alanları

öncelikli orman alanları teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
öncelikli orman alanları priority forest areas

öncelikli orman alanları terimi için benzer kelimeler ve anlamları
öncelikli olan öncelikli paramount taking precedence
öncelikli odak alanları priority focus areas
öncelikli eylem alanları priority areas of action
öncelikli alanları tanımla identify priority areas
öncelikli yatırım alanları priority investment areas
öncelikli araştırma alanları priority research areas
öncelikli faaliyet alanları priority areas of activity
öncelikli çalışma alanları priority work areas
öncelikli odak alanları priority areas of focus
öncelikli koruma alanları priority conservation areas
öncelikli program alanları priority program areas
öncelikli sonuç alanları priority result areas
öncelikli alanları vurgulamak highlighting priority areas
orman ve orman yangını forest and woodland fires
orman yangınları ve orman yangınları forest fires and wildfires
kapalı orman alanları closed forest areas
orman koruma alanları forest protection areas
yerli orman alanları native forest areas
üretken orman alanları productive forest areas
devlet orman alanları state forest areas
geniş orman alanları large areas of forest
temizlenmiş orman alanları cleared forest areas
geniş orman alanları extensive areas of forest
orman koruma alanları forest protected areas
kuru orman alanları dry forest areas
toplu orman alanları collective forest areas
ortak orman yönetim alanları joint forest management areas
dağlık orman alanları hilly forest areas
diyafram öncelikli aperture-priority
öncelikli olarak initiatively
öncelikli hak preemptive right
öncelikli posta priority mail
en öncelikli top priority
öncelikli sorumluluk primary responsibility
öncelikli haklar preemptive rights
öncelikli olmak take precedence over
öncelikli hedefi primary objective
öncelikli alanlar priority areas
öncelikli rol primary role
öncelikli olmalı shall take precedence
öncelikli korunma primary prevention
öncelikli anlaşma-mutakabat - ön görüşme prior agreement
öncelikli olmak takes precedence over
öncelikli hedef primary target
birinci öncelikli güvenlik faizi first priority security interest
öncelikli hak talebi priority claim
öncelikli öğrenim prior learning
düşük öncelikli low priority
öncelikli eylemler priority actions
öncelikli başvuru priority application