bu yüzden mümkün değildi

bu yüzden mümkün değildi teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
bu yüzden mümkün değildi so i wasn't able

bu yüzden mümkün değildi terimi için benzer kelimeler ve anlamları
bu yüzden şaşırtıcı değildi it was thus not surprising
bu yüzden değildi were not therefore
bu yüzden değildi so it was not until
ve bu yüzden değildi and hence was not
bu yüzden sadece değildi was therefore not only
bu yüzden değildi was therefore not
bu yüzden bu yüzden so that is why
bu yüzden bu yüzden hence hence
mümkün değildi was not able
o mümkün değildi it was not possible
mümkün değildi has not been able
mümkün değildi were not able to
mümkün değildi was not possible
mümkün değildi wasn't able to
mümkün değildi it has not been possible
mümkün değildi it wasn't possible
mümkün değildi was not feasible
onlar mümkün değildi they weren't able to
bu mümkün değildi this was not possible
bu mümkün değildi it was unlikely that
mümkün bile değildi it was not even possible
mümkün değildi did not be able
mümkün değildi not was possible
mümkün değildi it has not been able
mümkün değildi were not possible
o mümkün değildi she was not able to
mümkün değildi has not been possible
mümkün değildi i was not possible
maalesef mümkün değildi unfortunately it was not possible
bu mümkün değildi that has not been possible
her zaman mümkün değildi it was not always possible
t uygunluğu doğrulamak mümkün değildi t was not feasible to verify compliance
e mümkün değildi e wasn't able t
henüz mümkün değildi was not yet able
artık mümkün değildi was no longer possible
mümkün değildi was not been able to
gerçekten mümkün değildi was not really possible
mümkün değildi was not deemed possible
bu mümkün değildi this were not possible
mümkün değildi was not able nor
otobüs mümkün değildi bus was unable
pek mümkün değildi was highly unlikely to
artık mümkün değildi was no longer able
artık mümkün değildi it was not longer possible to
geri dönmek mümkün değildi it was not possible to return
mümkün değildi not was able
artık mümkün değildi it was no longer possible
mümkün değildi been not able to
başka temyiz mümkün değildi no further appeal was possible
o mümkün değildi she wasn't able