tehlikeye maruz kalmamak

tehlikeye maruz kalmamak teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
tehlikeye maruz kalmamak not exposed to danger

tehlikeye maruz kalmamak terimi için benzer kelimeler ve anlamları
maruz kalmamak avoid exposure
lazer radyasyonu doğrudan göze maruz kalmamak laser radiation avoid direct eye exposure
doğrudan göze maruz kalmamak avoid direct eye exposure
doğrudan güneş ışığına maruz kalmamak avoid direct sun exposure
daha fazla maruz kalmamak avoid further exposure
güneşe maruz kalmamak no sun exposure
maruz kalmamak by lack of exposure
doğrudan güneş ışığına maruz kalmamak kept away from direct exposure to the sun
olumsuz sonuçlara maruz kalmamak not suffer any adverse consequences
ek maruz kalmamak için to avoid additional exposure
sıvı sıçramalarına, buğulara veya tozlara maruz kalmamak için to avoid exposure to liquid splashes, mists or dusts
tehlikeye maruz kalma hazard exposure
tehlikeye maruz kalma exposed to danger
tehlikeye maruz kalmak expose to danger
kendinizi tehlikeye maruz bırakmak exposing yourself to danger
tehlikeye maruz kalma exposure to danger
sizi tehlikeye maruz bırakabilir may expose you to dangerous
tehlikeye maruz kalma exposing to danger
altında kalmamak requite
asmada kalmamak wither on the vine
ileriye kalmamak fail forward
kalmamak failing to remain
şansı kalmamak stand no chance
meydanda kalmamak remain unchallenged
kalmamak wither up
geride kalmamak not to be left behind
kalmamak wither height
kalmamak ve ölmek wither and die
kalmamak not staying
gebe kalmamak prevent conception
cezasız kalmamak not go unpunished
memnun kalmamak remain dissatisfied
elinde kalmamak fail to retain
kalmamak ve düşmek wither and fall
uzun kalmamak not staying long
ödemek zorunda kalmamak to avoid having to pay
çalışmalarda geride kalmamak not fall behind in studies
zorunda kalmamak can avoid having to
zorunda kalmamak eliminates having to
gebe kalmamak inability to conceive
böyle kalmamak not remain such
kalmamak not stay-put
endişelenmek zorunda kalmamak to not have to worry
yalnız kalmamak not be left solely to
eşit kalmamak remain unequal
parası kalmamak, having no money left,
sessiz kalmamak not remain silent
kalmamak fail to remain
kararlı kalmamak not remain stable
sessiz kalmamak not remaining silent