la'nın karşılaştırmalı bir avantaja sahip olabileceği alanlar

la'nın karşılaştırmalı bir avantaja sahip olabileceği alanlar teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
la'nın karşılaştırmalı bir avantaja sahip olabileceği alanlar areas where la's could have a comparative advantage

la'nın karşılaştırmalı bir avantaja sahip olabileceği alanlar terimi için benzer kelimeler ve anlamları
bir avantaja sahip has an advantage
bir çok avantaja sahip has a number of advantages over
güçlü bir avantaja sahip have a strong advantage
bir çok avantaja sahip olmak have a lot of advantages
önemli bir avantaja sahip has a significant advantage in
belirgin bir avantaja sahip has a distinct advantage
büyük bir avantaja sahip has a major advantage
büyük bir avantaja sahip has a big advantage
haksız bir avantaja sahip olmak have an unfair advantage
teknolojik bir avantaja sahip have a technological advantage
iş piyasasında daha büyük bir avantaja sahip olmak have a greater advantage in the job market
daha fazla avantaja sahip olmak have more advantage
daha fazla avantaja sahip olacak will have more advantages
her avantaja sahip have every advantage
sahip olabileceği herhangi bir yargı yetkisi hakkından feragat eder. waives his right to any other jurisdiction to which he might
haksız bir avantaja neden olmak lead to an unfair advantage
olmayan bir avantaja sahiptir has the advantage of not
ve bunu rekabetçi bir avantaja dönüştürmek and turn it into a competitive advantage
sahip olabileceği etkiler the effects it could have
sahip olabileceği which it might have
sahip olabileceği that it may have had
sahip olabileceği diğer haklar any other rights it may have
sahip olabileceği haklar rights he may have
kimin sahip olabileceği hakkında about who can own
bunun sahip olabileceği sonuçlar the consequences this may have
en iyi avantaja to the best advantage
birçok avantaja sahiptir has many advantages
dezavantajlardan daha fazla avantaja sahiptir has more advantages than disadvantages
avantaja çevir turn it to advantage
işleri avantaja çevirmek turn things to advantage
sıkıntıyı avantaja dönüştürmek turn adversity into advantage
karşılaştırmalı bir üstünlüğe sahip değil do not have a comparative advantage
bunun neden olabileceği herhangi bir rahatsızlık any inconvenience this may cause
bunun neden olabileceği herhangi bir rahatsızlık any inconvenience this may have caused
sabit olabileceği bir yerde at such place as may be fixed
hak sahibi olabileceği diğer herhangi bir rahatlama any other relief to which it may be entitled
hepsinin bir olabileceği that they may all be one
dilin bir sorun olabileceği doğru, ama it's true that language could be a problem, but nothing that
hatalı bir bağlantının risk kaynağı olabileceği yerler where a faulty connection can be the source of risk
gerçek olabileceği bilinen bir şey known something to be true
olabileceği gibi daha sonraki bir tarih such later date as may be
res judicata'nın gücüne sahip bir karar a judgment which has the force of res judicata
olabileceği gibi as may be
olabileceği gibi as can be
olabileceği gibi ol be as it may
bunun neden olabileceği rahatsızlıktan dolayı özür dileriz we apologize for any inconvenience this may cause
olabileceği gibi as it can be
olabileceği gibi as might
olabileceği dışında except as may be
ya da olabileceği gibi or as the case may be