izin verip vermeme

izin verip vermeme teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
izin verip vermeme opine on whether

izin verip vermeme terimi için benzer kelimeler ve anlamları
izin verip vermeme whether to allow
izin verip vermeme whether or not to consent
karar verip vermeme kararı decide whether
karar verip vermeme kararı decide whether or not
sonunda karar verip vermeme kararı eventually decide whether
izin vermeme izin ver letting me have
izin vermeme izin ver let me exhort you
izin vermeme izin ver let me urge
izin verip vermeyeceğine on whether to allow
yeniden kullanıma izin verip vermemeye karar verildi the decision whether or not to authorise re-use remained
vermeme izin ver let me give
izin vermeme failure to allow
izin vermeme izni granted leave of absence
izin vermeme failure to permit
izin vermeme failure to authorize
ara vermeme izin ver let me interrupt
cevap vermeme izin ver permit me to respond
adres vermeme izin ver allow me to address
sana vermeme izin ver allow me to give you
cevap vermeme izin ver allow me to respond
ara vermeme izin ver let me a break
fiyat farkını verip yenisi ile değiştirme trade-in
2. karar verip vermemeye karar vermek 2. deciding whether or not
karar verip almama kararı decision taken on whether or not
gösterip vermeme tantalization
rapor vermeme failure to report
cevap vermeme failure to respond
zarar vermeme nonmaleficence
ceza vermeme criminal forfeiture
hiçbir beyanda bulunma veya garanti vermeme make no representations or warranties
bilgi vermeme failure to inform
oy vermeme failure to vote
sana vermeme müsaade et let me give you
vermeme failure to grant
cevap vermeme failure to answer
tazminat vermeme failure to indemnify
herhangi bir beyanda bulunma veya garanti vermeme not make any representations or warranties
cevap vermeme lack of response from
karar vermeme failure to give decision
destek vermeme failure to support
karar vermeme yardım etti helped me to decide
hüküm vermeme failure to provision
karar vermeme lack of decision making
zarar vermeme ilkesi principle of no harm
karar vermeme non-decision making
taahhüt vermeme failure to commit
borç vermeme failure to make a loan
onay vermeme withholding of approval
karar vermeme kararı discretion to decide whether
cevap vermeme lack responsiveness