| bir zamanlar faydalı ömrü |
once its useful life |
bir zamanlar faydalı ömrü terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| bir zamanlar bir zamanlar vardı |
there once was a time when |
| faydalı ömrü boyunca |
over its useful life |
| faydalı ekonomik ömrü boyunca |
over its useful economic life |
| faydalı servis ömrü |
useful service life |
| varlığın faydalı ömrü |
useful life of the asset |
| faydalı raf ömrü |
useful shelf life |
| varlığın tahmini faydalı ömrü |
the estimated useful life of the asset |
| tahmini faydalı ömrü boyunca |
over its estimated useful life |
| faydalı ömrü önemli ölçüde azaltabilir |
may substantially decrease the useful life |
| varlığın normal faydalı ömrü |
normal useful life of the asset |
| ürünün faydalı ömrü |
useful life of product |
| iyi zamanlar, kötü zamanlar |
good times, bad times |
| bir zamanlar bir tilki bir karga gördü |
a fox once saw a crow |
| bir zamanlar harika bir şehir |
a once great city |
| bir zamanlar bir şey biliyorum |
once i know something |
| bir zamanlar bir |
once gave a |
| bir zamanlar bir kız vardı |
once upon a time there was a girl |
| bir zamanlar bir erkek |
once upon a time a man |
| bir zamanlar küçük bir kız vardı |
once upon a time there was a little girl |
| bilge bir adam bir zamanlar dedi |
a wise man once said |
| bir zamanlar böyle bir süreç |
once such process |
| bir zamanlar bir adam vardı |
there once was a man |
| bir zamanlar bir güç merkezi |
once a powerhouse |
| bir zamanlar bir oğlan |
once upon a time a boy |
| bir zamanlar bir adam vardı |
once there was a man |
| bir zamanlar bir yol |
a road once |
| bir zamanlar bir şey okudum |
i once read something |
| bir zamanlar bir hastam vardı |
once, i had a patient |
| bir zamanlar bir ömür boyu |
once i a lifetime |
| bir zamanlar bir cadı |
once a witch |
| bir zamanlar bir prenses vardı |
once upon a time there was a princess |
| bir zamanlar bir parçasıydı |
were once a part |
| bir zamanlar bir kişi oldu |
once a person has had |
| faydalı bir |
beneficially |
| faydalı bir model |
a utility model |
| faydalı bir şekilde dahil |
usefully incorporated |
| eğlenceli ve faydalı bir deneyim |
an enjoyable and rewarding experience |
| faydalı bir şekilde kullanılan |
beneficially used |
| bir çikolata demlik kadar faydalı |
about as useful as a chocolate teapot |
| faydalı bir şekilde |
in a beneficial way |
| faydalı bir şekilde |
in a beneficial manner |
| faydalı bir şekilde |
in a useful way |
| faydalı bir şekilde katkıda bulunmak |
usefully contribute |
| faydalı bir şekilde kullanılması |
be used beneficially |
| faydalı bir şekilde |
in a useful manner |
| keyifli ve faydalı bir deneyim |
enjoyable and rewarding experience |
| faydalı bir şekilde destek |
usefully support |
| faydalı bir ölçekte |
at a utility scale |
| herhangi bir faydalı veri |
any useful data |
| faydalı bir şekilde ele alındı |
beneficially addressed |