| insan refahını artırmak |
is to enhance human wellbeing |
insan refahını artırmak terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| halkın refahını artırmak |
improving public welfare |
| insan refahını desteklemek |
support human well-being |
| insan refahını geliştirmek |
improve human welfare |
| insan refahını geliştirmek |
advancing human welfare |
| çocuğun refahını tehlikeye sokmak |
endangering the welfare of a child |
| halkın refahını korumak için esnekliklerini korumak |
preserve their flexibility to safeguard the public welfare |
| refahını borçlu |
owe their prosperity |
| refahını tehdit etmek |
threatening the well being of |
| tüketici refahını artıracak |
will enhance consumer welfare |
| çocuk refahını güçlendirmek |
strengthen child welfare |
| refahını arttır |
increase your prosperity |
| refahını sağlamak |
to ensure its welfare |
| refahını geliştirmek |
promote his welfare |
| insan haklarını artırmak |
increase human rights |
| insan ticaretine ilişkin farkındalığı artırmak |
raising awareness of trafficking |
| insan güvenliğini artırmak için kapsamlı toplum hizmetleri f |
comprehensive community services to improve human security f |
| insan performansını artırmak için yakınsak teknolojiler |
converging technologies for improving human performance |
| insan insan |
human person |
| insan ve insan haklarına ilişkin afrika tüzüğü |
african charter on human and people's rights |
| afrika insan ve insan hakları komisyonu |
african commission on human and people's rights |
| insan kaçakçılığındaki küresel insan ticareti raporu |
global trafficking in persons report |
| insan genomu ve insan hakları konusunda evrensel beyanat |
universal declaration on the human genome and human rights |
| insan ticaretine karşı insan ticareti yasaları |
anti-trafficking in persons legislation |
| insan bağışıklık yetmezliği bağlamında insan hakları |
human rights in the context of human immunodeficiency |
| insan hakları ve insan kaçakçılığı ile ilgili kurallar |
guidelines on human rights and human trafficking |
| insan-insan etkileşimini desteklemek |
support human human interaction |
| insan-insan etkileşimi |
human-human interaction |
| insan sermayesi ve insan kaynakları |
human capital and human resources |
| hem insan hem de insan olmayan |
both human and non-human |
| fiyatı artırmak |
bid up |
| fiyatı artırmak |
bid-up |
| artırmak |
boost |
| artırmak |
eke |
| artırmak |
enhance |
| artırmak |
increase |
| artırmak |
outbid |
| artırmak |
ramp up |
| dişinden tırnağından artırmak |
scrimp and save |
| artırmak |
spike up |
| satış aşamasında evin fiyatını artırmak |
gazump |
| endişeyi artırmak |
raised concerns |
| büyümeyi artırmak |
drive growth |
| satışları artırmak |
boost sales |
| halkın farkındalığını artırmak |
raise public awareness |
| ekonomiyi artırmak |
boost the economy |
| artırmak |
boost up |
| verimliliği artırmak |
boost productivity |
| büyümeyi artırmak |
boost growth |
| finansmanı artırmak |
raise finance |
| gelir artırmak |
raise revenue |