belirlenmiş uygunsuzluklar

belirlenmiş uygunsuzluklar teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
belirlenmiş uygunsuzluklar identified nonconformities

belirlenmiş uygunsuzluklar terimi için benzer kelimeler ve anlamları
uygunsuzluklar incongruities
uygunsuzluklar non-conformities
uygunsuzluklar conformities
başlıca uygunsuzluklar major non conformities
finansal uygunsuzluklar financial improprieties
uygunsuzluklar tespit edildi non-compliances identified
bazı uygunsuzluklar some non-conformity
maddi uygunsuzluklar material non-conformities
uygunsuzluklar bulundu non-compliances found
olası uygunsuzluklar possible improprieties
olası uygunsuzluklar potential non-conformities
uygunsuzluklar tespit edildi non-compliances have been determined
uygunsuzluklar ortaya çıktı revealed non conformities
olası uygunsuzluklar potential improprieties
belirlenmiş designated
belirlenmiş sürücü designated driver
belirlenmiş iş designated employment
belirlenmiş isabetçi designated hitter
önceden belirlenmiş pre-established
önceden belirlenmiş predetermined
önceden belirlenmiş uyum preestablished harmony
önceden belirlenmiş tahta preset board
önceden belirlenmiş prespecified
özel olarak belirlenmiş vatandaşlar specially designated nationals
belirlenmiş alan designated area
için belirlenmiş designated for
belirlenmiş kişi designated person
belirlenmiş miktar set amount
belirlenmiş temsilci designated representative
özel olarak belirlenmiş vatandaş ve engelliler specially designated nationals and blocked persons
belirlenmiş ajan designated agent
belirlenmiş kayıt seti designated record set
belirlenmiş kullanım designated use
özel olarak belirlenmiş vatandaş listesi specially designated nationals list
belirlenmiş tazminat yükümlülüğü defined benefit obligation
belirlenmiş hesap designated account
belirlenmiş katkı planı defined contribution plan
belirlenmiş olmak to be determinated
belirlenmiş ücret set fee
belirlenmiş okul görevlisi designated school official
belirlenmiş ihtiyaçlar identified needs
kanunla belirlenmiş established by law
belirlenmiş yer designated location
belirlenmiş ulusal otorite designated national authority
belirlenmiş üye designated member
özel olarak belirlenmiş specially designated
belirlenmiş standartlar standards set
belirlenmiş emeklilik maaşı defined benefit pension
belirlenmiş zaman designated time
tam olarak belirlenmiş as if fully set forth