yalnızca bir ayrıcalıklı

yalnızca bir ayrıcalıklı teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
yalnızca bir ayrıcalıklı only one privileged

yalnızca bir ayrıcalıklı terimi için benzer kelimeler ve anlamları
yalnızca makinede okunabilen nesne kodu formu yalnızca machine-readable object code form only
yalnızca ve yalnızca based solely and exclusively
ayrıcalıklı bir konumda in a privileged position
ayrıcalıklı bir kaç a privileged few
ayrıcalıklı bir konuma yerleştirilmiş placed in a privileged position
ayrıcalıklı bir zihin a privileged mind
ayrıcalıklı bir yerde bulunan situated in a privileged place
ayrıcalıklı bir pozisyondan from a privileged position
ayrıcalıklı bir havası var has a privileged weather
sadece ayrıcalıklı bir kaç only a privileged few
ayrıcalıklı bir yer such a privileged location
ayrıcalıklı bir ortaklığa sahip olmak have a privileged partnership
ayrıcalıklı bir eğitim a privileged education
ayrıcalıklı bir yer a privileged location
ayrıcalıklı bir görünüm a privileged view
ayrıcalıklı bir ilişkisi var has a privileged relation
peyzaj ayrıcalıklı bir ortamda, in a landscape privileged environment,
bu fiş kutuplu bir prize yalnızca bir yönde takılabilir this plug will fit in a polarized outlet only one way
polarize bir prize yalnızca bir yönde takılması, fit in a polarized outlet only one way,
sistem bir belgeyi yalnızca bir kez ters çevirmenizi sağlar. the system makes sure that you only reverse a document once.
ayrıcalıklı kimse concessionaire
ayrıcalıklı concessionary
ayrıcalıklı olmayan non-privileged
aşırı ayrıcalıklı over-privileged
ayrıcalıklı prerogative
ayrıcalıklı privileged
ayrıcalıklı sunak privileged altar
ayrıcalıklı site privileged site
ayrıcalıklı ve gizli privileged and confidential
ayrıcalıklı bilgi privileged information
yasal olarak ayrıcalıklı legally privileged
ayrıcalıklı fiyatlandırma premium pricing
ayrıcalıklı özellikler premium features
ayrıcalıklı bilgi priviledged information
gizli ve ayrıcalıklı confidential and privileged
ayrıcalıklı erişim privileged access
ayrıcalıklı iletişim privileged communications
ayrıcalıklı konum privileged location
ayrıcalıklı is privileged
ayrıcalıklı belgeler privileged documents
ayrıcalıklı pozisyon privileged position
ayrıcalıklı olabilir may be privileged
ayrıcalıklı güçler prerogative powers
ayrıcalıklı are privileged
ayrıcalıklı bilgilerin kötüye kullanılması abuse of privileged information
yasal olarak ayrıcalıklı bilgi legally privileged information
ayrıcalıklı üye premium member
ayrıcalıklı kullanıcı privileged user
ayrıcalıklı durum privileged status
ayrıcalıklı malzeme privileged material