bir öncü taraftar

bir öncü taraftar teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
bir öncü taraftar a lead proponent

bir öncü taraftar terimi için benzer kelimeler ve anlamları
öncü taraftar leading proponent
güçlü bir taraftar a strong proponent
ve güçlü bir taraftar and a strong proponent
koyu taraftar rooter
ateşli taraftar votary
taraftar sports fan
güçlü taraftar strong proponent
taraftar ajansı proponent agency
başarılı taraftar successful proponent
taraftar kazanmak to win supporters
ana taraftar main proponent
taraftar bağı fan liaison
birincil taraftar primary proponent
taraftar grubu group of supporters
aktif taraftar active proponent
taraftar proponent party
iki taraftar tarzı bipartisan manner
en güçlü taraftar the strongest proponent
güvenilir taraftar credible proponent
o taraftar olacağını düşündüm. he thought would be supporters.
iki taraftar a bipartisan
taraftar oyu fans vote
taraftar sözleşmesi agreement proponent
devam eden taraftar advocated continuing
risk içermeyen taraftar non-risk supporter
taraftar adı proponents name
kazanan taraftar fan a winner
taraftar öder pays partenaires
taraftar takımı team of advocates
taraftar kazanmak gain supporters
taraftar üyeler ve aktivistler supporters members and activists
güçlü taraftar oldu became strong advocates
her iki taraftar both supporters
öncü bir rol almak taking a leading role
öncü bir örnek a leading example
öncü bir rol alacak will take a leading role
bir öncü olarak as a spearhead
öncü bir rol oynadı played a pioneering role
öncü bir çalışma a pioneer work
öncü bir ruh tarafından sürülen driven by a pioneering spirit
öncü yeni bir yaklaşım pioneer a new approach
uzmanlaşmış bir sigorta ürünlerinin öncü sağlayıcısı a premier provider of specialized insurance products
öncü bir ülke is a pioneer country
öncü bir molekül a leading molecule
öncü bir teknoloji a pioneering technology
öncü bir güçtü was a leading force
tanınmış bir öncü a recognized forerunner
öncü bir sanatçı a pioneering artist
öncü bir hareket a vanguard movement
öncü bir rol oynamak play a pioneering role