uçucu organik bileşikleri serbest bırakır

uçucu organik bileşikleri serbest bırakır teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
uçucu organik bileşikleri serbest bırakır release volatile organic compounds

uçucu organik bileşikleri serbest bırakır terimi için benzer kelimeler ve anlamları

uçucu kükürt bileşikleri volatile sulfur compounds
uçucu kükürt bileşikleri volatile sulphur compounds
organik fosfor bileşikleri organophosphorus-compounds
organik kalay bileşikleri organic tin compounds
organik karbon bileşikleri organic carbon compounds
organik nitro bileşikleri organic nitro compounds
organik bitki bileşikleri organic plant compounds
uçucu organik bileşikler volatile organic compounds
organik uçucu safsızlıklar organic volatile impurities
metan dışı uçucu organik bileşikler non-methane volatile organic compounds
uçucu organik volatile organic
uçucu organik kimyasallar volatile organic chemicals
uçucu organik karbon volatile organic carbon
uçucu organik içerik volatile organic content
yarı uçucu organik bileşikler svocs
toplam uçucu organik bileşik total volatile organic compound
düşük uçucu organik bileşik low volatile organic compound
uçucu organik bileşikler voc volatile organic compounds
uçucu organik bileşenler volatile organic components
yarı uçucu organik bileşikler semi-volatile organic compounds
uçucu organik kirleticiler volatile organic contaminants
uçucu organik bileşiklerin emisyonlarının sınırlandırılması limitation of emissions of volatile organic compounds
(a) uçucu organik bileşikler (a) volatile organic compounds
sentetik ve uçucu organik kimyasallar synthetic and volatile organic chemicals
toplam uçucu organik bileşikler seviyesi total volatile organic compounds level
metan dışı uçucu organik bileşikler (nmvocs) non-methane volatile organic compounds (nmvocs)
uçucu organik bileşiklerin emisyonları emissions of volatile organic compounds
organik uçucu bileşikler compounds organic volatile
organik uçucu bileşikler organic volatile compounds
uçucu organik çözücüler volatile organic solvents
uçucu organik bileşik içermeyen boya volatile organic compound--free paint
uçucu serbest baz volatile free basis
şirketi serbest bırakır releases the company
sekreteryayı serbest bırakır unaids secretariat
hormonları serbest bırakır releases hormones
toprağı serbest bırakır releases to soil
gücü serbest bırakır unleashes the power
gerginliği serbest bırakır releases tension
serbest bırakır sets free
serbest bırakır it frees
kaynakları serbest bırakır frees up resources
kendini serbest bırakır frees itself
kimyasallar serbest bırakır releases chemicals
dosyaları serbest bırakır releases files
kontrolü serbest bırakır releases control
onları serbest bırakır sets them free
feragat eder, serbest bırakır ve tahliye ederim i hereby waive, release and discharge
maddeleri serbest bırakır releases substances
salımları serbest bırakır releases emissions
beta hücreleri insülini serbest bırakır beta cells release insulin