gerçek sürüş koşulları

gerçek sürüş koşulları teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
gerçek sürüş koşulları real driving conditions

gerçek sürüş koşulları terimi için benzer kelimeler ve anlamları
sürüş koşulları riding conditions
sürüş koşulları drive conditions
tehlikeli sürüş koşulları hazardous driving conditions
ağır sürüş koşulları severe driving conditions
sert sürüş koşulları harsh driving conditions
güvenli sürüş koşulları safe driving conditions
mevcut sürüş koşulları current driving conditions
zor sürüş koşulları difficult driving conditions
olumsuz sürüş koşulları adverse driving conditions
kentsel sürüş koşulları urban driving conditions
güvenli olmayan sürüş koşulları unsafe driving conditions
sınırlı sürüş koşulları restricted driving conditions
tehlikeli sürüş koşulları dangerous driving conditions
karanlık sürüş koşulları dark driving conditions
tüm sürüş koşulları all riding conditions
kötü hava koşulları ve görünürlük koşulları bad weather and visibility conditions
geçim koşulları, çalışma koşulları livelihoods, working conditions
gerçek sürüş actual driving
gerçek sürüş are the real driving
gerçek dünya koşulları real world conditions
gerçek saha koşulları actual field conditions
gerçek yangın koşulları actual fire conditions
gerçek çalışma koşulları real operating conditions
gerçek piyasa koşulları actual market conditions
gerçek site koşulları actual site conditions
gerçek piyasa koşulları true market conditions
gerçek çalışma koşulları real working conditions
gerçek piyasa koşulları real market conditions
gerçek kullanım koşulları actual use conditions
gerçek kullanım koşulları real-use conditions
gerçek iş koşulları actual job conditions
gerçek koşulları simüle etmek simulate actual conditions
gerçek hayattaki çalışma koşulları real-life working conditions
gerçek yaşam saklama koşulları real-life storage conditions
gerçek deniz koşulları real sea conditions
gerçek gerçek literal truth
gerçek gerçek actual truth
gerçek gerçek factual truth
gerçek ve gerçek actual and real
gerçek gerçek zamanlı true real-time
gerçek gerçek durum real real state
gerçek ve yasal avukat - gerçek true and lawful attorney--fact
gerçek ve gerçek olmayan the real and the unreal
gerçek ve gerçek real and actual
gerçek ve gerçek kişiler natural and physical persons
gerçek ve gerçek is a true and genuine
gerçek ve gerçek truth and fact
gerçek bir gerçek olarak as a matter of actual fact
gerçek gerçek zaman real-real time
otomatik sürüş automatic drive