yaşanması muhtemel

yaşanması muhtemel teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
yaşanması muhtemel likely to be experienced

yaşanması muhtemel terimi için benzer kelimeler ve anlamları
sorun yaşanması muhtemel görünmüyor it seems unlikely that there will be problems
yeniden yaşanması re-experience
yakınlaşmanın yaşanması rapproachment
duyguların yaşanması experiencing feelings
yaşanması bekleniyor expected to experience
kredi krizi yaşanması ensuing credit crunch
hırsızlık yaşanması burglary habitation
gıda güvensizliği yaşanması experiencing food insecurity
mütevazı bir büyüme yaşanması experiencing a modest growth
olayların yaşanması üzerine upon the happening of events
yaşanması amaçlanmıştır are meant to be experienced
bir salgın yaşanması durumunda in case an outbreak occurs
gıda krizi yaşanması ensuing food crisis
yaşanması bekleniyor are expected to experience
ekonomik kalkınmanın yaşanması experience economic upturn
sonuçların yaşanması experiencing the consequences
muhtemel ve muhtemel olmayan likely and unlikely
muhtemel ve muhtemel likely and possibly
en muhtemel likeliest
muhtemel probable
muhtemel nedeni probable cause
muhtemel are likely to
ne kadar muhtemel how likely
olmamasından daha muhtemel more likely than not
daha muhtemel is more likely
muhtemel as likely
son derece muhtemel extremely likely
olması muhtemel likely to have
muhtemel it's likely
daha muhtemel it is more likely
muhtemel alıcı prospective buyer
onlar muhtemel they are likely to
muhtemel karlar prospective profits
olması muhtemel are likely to have
daha muhtemel olmak be more likely
oldukça muhtemel reasonably likely
çok daha muhtemel far more likely
muhtemel neden possible cause
muhtemel highly probable
bu çok muhtemel it is very likely
olması muhtemel is likely to have
olması muhtemel likely to happen
muhtemel at the prospect
muhtemel çözümler possible solutions
muhtemel in prospect
istenmemesi muhtemel uygulamaların denetlenmesine izin ver enable detection of potentially unwanted applications
olması muhtemel there is likely to be
muhtemel temel prospective basis
devam etmesi muhtemel is likely to continue
o muhtemel he is likely to