etkisi olmaktan çıktı

etkisi olmaktan çıktı teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
etkisi olmaktan çıktı ceased to have effect

etkisi olmaktan çıktı terimi için benzer kelimeler ve anlamları
olmaktan çıktı went from being
yönetmen olmaktan çıktı ceased to be a director
var olmaktan çıktı has ceased to exist
geçerli olmaktan çıktı ceased to be valid
yürürlükte olmaktan çıktı ceased to be in force
bağlı olmaktan çıktı ceased to be bound
yönetmen olmaktan çıktı ceased to be director
bir şey olmaktan çıktı out to be anything but
yürürlükte olmaktan çıktı ceased being in force
sabit olmaktan çıktı ceased to be fixed
var olmaktan çıktı ceased to be present
üye olmaktan çıktı ceased to be a member
var olmaktan çıktı ceased to exist upon
aşırı enflasyonlu olmaktan çıktı ceased to be hyperinflationary
etkisi üzerinde etkisi vardır it has a knock on effect
sömürge olmaktan decolonise
dini olmaktan çıkarmak deconsecrate
yerel olmaktan delocalize
olmaktan from being
olmaktan vazgeç cease to be
net olmaktan uzak far from clear
sahip olmaktan kaçının avoid having
kesin olmaktan uzak far from certain
size yardımcı olmaktan mutlu happy to help you
olmaktan kaçınmak avoid being
olmaktan from becoming
önyargılı olmaktan kaçınmak dismiss with prejudice
size yardımcı olmaktan mutlu happy to assist you
ideal olmaktan uzak far from ideal
yardımcı olmaktan mutlu happy to assist
size yardımcı olmaktan memnun pleased to help you
kolay olmaktan uzak far from easy
size yardımcı olmaktan mutluluk duyacağız will be happy to assist you
hızlı olmaktan uzak nowhere fast
size yardımcı olmaktan memnuniyet duyarız we will be glad to help you
memnun olmaktan daha fazlası more than glad
tam olmaktan uzak is far from complete
tam olmaktan uzak far from complete
size yardımcı olmaktan mutluluk duyarız we will be happy to assist you
hasta olmaktan nefret ediyorum i hate been sick
burada olmaktan mutlu happy to be here
size yardımcı olmaktan memnunum i'm glad to help you
kesin olmaktan uzak is far from certain
yerleşmiş olmaktan uzak far from settled
olmaktan nefret ediyorum i hate being
geçerli olmaktan vazgeçmek cease to be valid
mevcut olmaktan çıkar ceases to be present
başarılı olmaktan az less than successful
burada olmaktan çok memnunum i am very pleased to be here
siyasi olmaktan depoliticise