| büyük ölçüde benimsemiş |
largely adopted |
büyük ölçüde benimsemiş terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| benimsemiş |
have adopted |
| demokrasiyi benimsemiş |
embraced democracy |
| geniş çapta benimsemiş |
broadly adopted |
| benimsemiş teknoloji |
embraced technology |
| fırsatı benimsemiş |
embraced the opportunity |
| bu yönergeyi benimsemiş |
have adopted this directive |
| benimsemiş |
had adopted |
| yeni zorlukları benimsemiş |
embraces new challenges |
| bir yaklaşım benimsemiş |
adopted an approach |
| benimsemiş |
having adopted |
| bir yaklaşım benimsemiş |
have taken an approach |
| olumlu bir görüş benimsemiş |
adopted a positive opinion |
| menzil devletleri benimsemiş |
range states have adopted |
| olumlu bir tutum benimsemiş |
adopted a positive attitude |
| batı kültürünü benimsemiş |
adopted western culture |
| ve benimsemiş |
et adopted |
| uzun zamandır benimsemiş |
have long adopted |
| benimsemiş eşitlik |
embraced equality |
| vizyon benimsemiş |
embraced a vision |
| zaman zaman benimsemiş |
adopted from time to time |
| ayrıca benimsemiş |
has also embraced |
| temel değerlerimizi benimsemiş, |
committed to our core values, |
| bir felsefe benimsemiş |
espoused a philosophy |
| ilkeleri benimsemiş |
principles embraced |
| geçmişi benimsemiş |
have embraced the past |
| sıkıca benimsemiş |
adopted a firmly |
| , bir politika benimsemiş ve yürütmüştür. |
, has adopted and carried out a policy |
| euroyu benimsemiş |
that have adopted the euro |
| fırsatları benimsemiş |
embraced the opportunities |
| standartları benimsemiş |
have adopted standards |
| önemli ölçüde daha büyük ölçüde |
significantly greater extent |
| büyük büyük büyük büyük dede |
great great great great grandfather |
| büyük ölçüde büyük |
prohibitively large |
| makul ölçüde gereken ölçüde |
to the extent reasonably required |
| önemli ölçüde daha az ölçüde |
to a considerably lesser extent |
| makul ölçüde gerekli olduğu ölçüde |
to the extent that is reasonably necessary |
| büyük, büyük, büyük büyükbaba |
great-great-great-grandfather |
| büyük, daha büyük, en büyük |
big, bigger, biggest |
| büyük büyük büyük torun |
great-great-great granddaughter |
| büyük-büyük-büyük-büyükannesi |
great-great-great-grandmother |
| büyük büyük büyük torun |
great great great great grandson |
| büyük-büyük-büyük torun |
great-great-great grandchildren |
| büyük-büyük-büyük-torun |
great-great-great-grandchild |
| büyük-büyük-büyük-büyükbaba |
great-great-great-granddad |
| büyük büyük büyük torunu |
great-great-great-grandson |
| büyük-büyük-büyük amca |
great-great-great uncle |
| büyük ölçüde |
highly |
| büyük ölçüde |
in large measure |
| büyük ölçüde |
to a large extent |
| büyük ölçüde |
to a great extent |