sonra geçen süre

sonra geçen süre teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
sonra geçen süre period of time after

sonra geçen süre terimi için benzer kelimeler ve anlamları
geçen süre time elapsed
geçen süre time taken
geçen süre elapse time
geçen süre passing period
geçen süre period elapsed
içinde geçen süre period within
toplam geçen süre total elapsed time
kadar geçen süre time elapsed until
için geçen süre time taken for
geçen süre time elapsed from
geçen süre elapsed time from
ötesine geçen süre period beyond
sırasında geçen süre time elapsed during
tahmini geçen süre estimated elapsed time
o zamandan beri geçen süre length of time since
geçen kısa süre short time elapsed
geçen süre nedeniyle due to the time lapsed
için geçen süre time elapsed for
geçen süre period elapsing
trafikte geçen süre time in traffic
geçen süre elapsed duration
geçen süre length of time elapsed
tam enteral beslenmeye kadar geçen süre time to full enteral feedings
görünüşe kadar geçen süre time until appearance
tanıdan geçen süre time from diagnosis
geçen bir süre a period of has elapsed
arasında geçen süre period elapsed between
zaten geçen süre period already elapsed
kadar geçen süre elapses until
cevap vermek için geçen süre the time it takes to respond
devam eden faaliyetlerden geçen süre the period from continuing operations
aradan geçen süre zarfında over the intervening period
geçen süre elapsed time period
bu süreci tamamlamak için geçen süre the time it takes to complete this process
sınıfta geçen süre time in grade
sonradan geçen süre period of time afterwards
haber vermeden geçen süre time without notice
ekrana kadar geçen süre time until the screen
geçen süre time period through
cevap vermek için geçen süre time taken to respond
geçen süre içinde over elapsed time
çözmek için geçen süre time it took to resolve
zamanla geçen süre duration over time
1 yılı geçen süre term exceeding 1 year
arasında geçen süre için for the period elapsed between
30 dakika geçen süre 30 minutes elapsed time
geçen süre içinde during passing time
bir süre ve bir süre once and a while
süre, süre ile sınırlıdır is limited in duration to the duration
geçen öğleden sonra last afternoon