seninle çalışmış olmak bir zevkti

seninle çalışmış olmak bir zevkti teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
seninle çalışmış olmak bir zevkti it was a pleasure to have worked with you

seninle çalışmış olmak bir zevkti terimi için benzer kelimeler ve anlamları

seninle olmak bir zevkti it was a pleasure to be with you
seninle tanışmak bir zevkti it was a pleasure to meet you
seninle tanışmak bir zevkti it was a pleasure meeting you
seninle çalışmak bir zevkti it was a pleasure working with you
seninle konuşmak bir zevkti it was a pleasure talking to you
seninle çalışmak bir zevkti it has been a pleasure to work with you
seninle çalışmak bir zevkti it was a pleasure to work with you
seninle tanışmak gerçek bir zevkti it was a real pleasure to meet you
seninle tanışmak bir zevkti was a pleasure meeting you
seninle çalışmak bir zevkti was a pleasure working with you
seninle uğraşmak bir zevkti it has been a pleasure to deal with you
seninle tanışmak bir zevkti i was a pleasure to meet you
seninle tanışmak bir zevkti i was a pleasure meeting you
seninle iş yapmak bir zevkti it was a pleasure doing business with you
seninle konuşmak bir zevkti it was a pleasure to speak with you
seninle tanışmak bir zevkti t was a pleasure to meet you all
seninle tanışmak bir zevkti it is been a pleasure meeting you
seninle çalışmak bir zevkti it have been a pleasure working with you
seninle konuşmak bir zevkti i was a pleasure to talk with you
seninle tanışmak zevkti it was pleasure to meet you
seninle tanışmak gerçekten zevkti it was really a pleasure to meet you
çalışmış olmak having worked
çalışmış olmak having had worked
daha önce çalışmış olmak having previously worked
o zamandan beri çalışmış olmak having worked since
sana sahip olmak bir zevkti it was a pleasure having you
burada olmak bir zevkti it was a pleasure to be here
sahip olmak bir zevkti it was a pleasure to have
çalışmış olacağım i will have worked
ders çalışmış have been studying
çalışmış olacak will have worked
çalışmış olacağım i will have studied
çalışmış olmalı must have worked
çalışmış have been worked out
çalışmış studied out
çalışmış olmaktan gurur duyuyorum proud of having worked
yoğun çalışmış studied intensively
çalışmış olurdu would have studied
çalışmış biri olarak as someone who has worked
çalışmış olacak will have studied
çalışmış olmayı diliyorum i wish to have worked
çalışmış olabilirim i might have worked
altı hafta boyunca şirkette çalışmış had worked in the company for six weeks
deneysel olarak çalışmış studied experimentally
uzun zamandır çalışmış had long practiced
birlikte iyi çalışmış had worked well together
uymaya çalışmış endeavoured to comply
hepsinin daha önce çalışmış olması had all previously worked
çalışmış olan herkes everybody who had worked
seninle seninle bağlantıya geçiyorum i'm contacting you on behalf