derece ile

derece ile teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
derece ile through degrees

derece ile terimi için benzer kelimeler ve anlamları
derece derece engler degrees
derece derece degrees apart
o derece derece o an extremely degree
son derece düşük derece extremely low degree
son derece son derece highly to extremely
derece derece grades degrees
derece veya derece grade or degree
bir derece ile mezun graduated with a degree
herhangi bir derece ile with any degree
derece ile with degrees
ile son derece ilişkili is highly correlated with
bir derece ile with a degree from
azami derece ile mezun oldu graduated with maximum distinction
iş ile son derece meşgul extremely busy with work
ile son derece ilgili is highly related to
birinci derece ile mezun graduated with first degrees
bir derece ile mezun graduate with a degree in
son derece güçlü bir vakum pompası ile with an extremely powerful vacuum pump
üniter bir derece ile with a respective unitary rating
80 derece ile sınırlı limited to 80 degrees
derece ile silahlı armed with a degree
ile son derece tamamlayıcı is highly complementary with
ile son derece mutluyum i am extremely happy with
küresel iklim değişikliğini 2 santigrat derece ile sınırlandırmak limiting global climate change to 2 degrees celsius
agronomide derece ile with a degree in agronomy
ile son derece popüler extremely popular with
% 40 nem ile 100 derece 100 degrees with 40% humidity
uygun derece ile with a proper rating
olağanüstü bir derece ile. with a rating of outstanding.
ile son derece alakalı is highly relevant to
bu derece ile with this rating
derece ile with degrees from
ile son derece ilişkili is highly associated with
ile son derece gurur duyuyor is extremely proud of
ilk derece mahkemesi court of first instance
derece degree
derece gün degree day
derece değirmeni degree mill
derece-gün degree-day
derece degrees
elektriksel derece electrical degree
son derece exceptionally
derece extent
dış derece external degree
son derece extremely
son derece yüksek frekans extremely high frequency
birinci derece first-degree
birinci derece yanık first-degree burn
birinci derece cinayet first-degree murder
son derece sinirli highly strung