karar vermeyi hızlandırır

karar vermeyi hızlandırır teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
karar vermeyi hızlandırır speeds up decision-making

karar vermeyi hızlandırır terimi için benzer kelimeler ve anlamları
hızlandırır expedites
hızlandırır hastens
hızlandırır steps up
hızlandırır will expedite
hızlandırır would accelerate
hızlandırır would speed up
hızlandırır it speeds up
seni hızlandırır gets you up to speed
kanı hızlandırır quickens the blood
oranı hızlandırır speeds up the rate
önemli ölçüde hızlandırır significantly accelerates
hızlandırır would expedite
önemli ölçüde hızlandırır dramatically accelerates
süreci hızlandırır speeds up the process
ile hızlandırır accelerates through
büyümeyi hızlandırır fuels the growth
performansı hızlandırır accelerates performance
kalp atışı hızlandırır heartbeat quickens
ayrıca hızlandırır also expedites
metabolizma hızlandırır metabolism speeds up
grafik portunu hızlandırır accelerates graphics port
metabolizmayı hızlandırır accelerates metabolism
bu hızlandırır this expedites
bu hızlandırır that quickens
iyileşmeyi hızlandırır accelerates healing
kolaylaştırır ve hızlandırır makes it easier and faster
gelişmeyi hızlandırır speeds development
satın alma işlemini hızlandırır steps up purchase
büyümeyi hızlandırır it fuels growth
metabolizmayı hızlandırır speeds up metabolism
veri girişini hızlandırır speeds data entry
büyük ölçüde hızlandırır greatly speeds up
etkileri hızlandırır speeds up the effects
büyümeyi hızlandırır accelerates growth
kararı hızlandırır speeds up decision
ölüleri hızlandırır quickens the dead
onların serbest bırakılmasını hızlandırır speeds up their release
kurulumu hızlandırır speeds installation
uygulama dağıtımını hızlandırır speeds application deployment
kurulumu hızlandırır speeds up installation
etkiyi hızlandırır accelerates the impact
karar vermeyi desteklemek support decision making
karar vermeyi bilgilendirmek inform decision making
karar vermeyi paylaş share decision making
karar vermeyi geliştirmek improve decision making
karar vermeyi bilgilendirme informing decision-making
karar vermeyi güçlendirmek empower decision making
karar vermeyi teşvik etmek encourage decision making
karar vermeyi reddetme decision refusing
bilgili karar vermeyi kolaylaştırmak facilitate informed decision-making