yüzünde kocaman bir gülümseme

yüzünde kocaman bir gülümseme teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
yüzünde kocaman bir gülümseme big smile on his face

yüzünde kocaman bir gülümseme terimi için benzer kelimeler ve anlamları
yüzünde kocaman bir gülümseme a big smile on his face
kocaman, kocaman bir teşekkür a huge, huge thanks
kocaman, kocaman sayılar huge, huge numbers
kocaman bir gülümseme huge smile
kocaman bir gülümseme a huge smile
yüzüme kocaman bir gülümseme big smile on my face
yüzümde kocaman bir gülümseme a big smile on my face
kocaman bir gülümseme a large smile
yüzünde bir gülümseme a smile on his face
yüzünde bir gülümseme a smile on her face
yüzünde bir gülümseme a smile on the face
yüzünde her zaman bir gülümseme always a smile on her face
yüzünde bir gülümseme a smile in your face
yüzünde bir gülümseme a grin on his face
yüzünde bir gülümseme tokatlamak slapping a smile on face
yüzünde ki gülümseme smile on your face
sana kocaman bir sarılma gönderiyorum i send you a big hug
kocaman bir öpücük a big kiss
kocaman bir öpücük a huge kiss
kocaman bir acı a huge pain
kocaman bir teşekkür a huge thanks
kocaman bir ağzı vardı had a big mouth
kocaman bir evde in a huge house
kocaman bir ağızdır is a big mouth
kocaman bir nefes aldım breathed a huge
kocaman bir kafası var he has a big head
kocaman bir gülümsemeyle with a big smile
kocaman bir korpus a huge corpus
kocaman bir nefes aldı breathed a huge sigh
kocaman bir yatak a huge bearing
kocaman bir kafası vardı he had a big head
kocaman bir ağzı var he has a big mouth
kocaman bir kafası vardı had a big head
kocaman bir kafam var i have a huge head
sana kocaman bir öpücük veririm i give you a big kiss
kocaman bir vazo a huge vase
kocaman bir ağaç a huge tree
kocaman bir yaygara a huge fuss
kocaman bir kafa a huge head
kocaman bir ilişki a huge affair
kocaman bir manzara sight of a huge
yüzünde bir yumurta var egg on one's face, have
yüzünde bir gülümsemeyle with a smile on her face
yüzünde sert bir bakış a stern look on his face
yüzünde bir şey something in his face
bir yüzünde on one face
yüzünde bir nokta a spot on the face
yüzünde bir köstebek a mole on her face
yüzünde bir gülümsemeyle with a smile on his face
yüzünde bir bakış a look on his face