| fırsatlardan yoksun |
deprived of opportunities |
fırsatlardan yoksun terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| fırsatlardan yararlanmak |
take advantage of opportunities |
| fırsatlardan yararlanmak |
capitalizing on opportunities |
| fırsatlardan en iyi şekilde yararlanın |
make the most of opportunities |
| fırsatlardan yararlanmak |
taking advantage of opportunities |
| fırsatlardan yararlanmak |
benefit from opportunities |
| fırsatlardan en iyi şekilde yararlanmak |
making the most of opportunities |
| fırsatlardan yararlanmak |
seizing of opportunities |
| fırsatlardan yararlanma |
profit from the opportunities |
| fırsatlardan yararlanmak |
capitalize opportunities |
| fırsatlardan yararlanır |
takes advantage of opportunities |
| fırsatlardan yararlanmak |
capitalising on opportunities |
| tarafından sunulan fırsatlardan yararlanmak |
take advantage of the opportunities presented by |
| fırsatlardan tam olarak yararlanmak |
making full use of the opportunities |
| sunulan fırsatlardan |
of the opportunities provided |
| eşit fırsatlardan. |
from equal opportunities. |
| aynı fırsatlardan yararlanın |
enjoy the same opportunities |
| fırsatlardan tam olarak yararlanmak |
take full advantage of opportunities |
| fırsatlardan yararlanmak |
take advantages of opportunities |
| fırsatlardan yararlanmak |
taking advantages of the opportunities |
| yeni fırsatlardan yararlanın |
harness new opportunities |
| bu fırsatlardan yararlan |
avail himself of those opportunities |
| bu fırsatlardan haberdar olmak |
being aware of these opportunities |
| bu fırsatlardan yararlanmak |
capitalizing on these opportunities |
| fırsatlardan yararlanmak |
to avail of opportunities |
| fırsatlardan yararlanma |
avails of opportunities |
| bu fırsatlardan yararlanmak |
take advantage of these opportunities |
| aynı fırsatlardan yararlanın |
benefit from the same opportunities |
| yeni fırsatlardan yararlanın |
take advantages of new opportunities |
| yoksun bırakmak |
bereave |
| yoksun |
bereft |
| yoksun |
devoid |
| mirastan yoksun bırakmak |
disinherit |
| yoksun bırakmak |
dispossess |
| yoksun bırakma |
divestment |
| incelikten yoksun |
incondite |
| incelikten yoksun |
inelegant |
| yoksun |
lacked |
| yoksun |
lacks |
| yoksun |
shorn |
| şefkatten yoksun |
unaffectionate |
| yoksun alanlar |
deprived areas |
| yoksun |
it lacks |
| yoksun |
lacks of |
| özgürlükten yoksun bırakma |
deprivation of liberty |
| yoksun |
deprived from |
| maddi yanlışlıktan yoksun |
free of material misstatement |
| oydan yoksun |
non-voting |
| en yoksun |
most deprived |
| yoksun topluluklar |
deprived communities |
| o yoksun |
he lacks |