kritik olarak

kritik olarak teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
kritik olarak critically, it is

kritik olarak terimi için benzer kelimeler ve anlamları
kritik kritik critical criticality
kritik olarak gerekli critically needed
özel olarak kritik specially critical
kritik olarak etkileyici critically influencing
kritik olarak gerekli critically required
kritik olarak somutlaştırılmış kısa alıntılar hariç except in the case of brief quotations embodied in critical
kritik olarak görülüyor viewed as critical
potansiyel olarak kritik potentially critical
kritik olarak etkilenir are critically affected
kritik tehlike altında olarak listeleniyor listed as critically endangered
kritik olarak kabul edilir are considered to be critical
kritik olarak yerleştirilmiş critically placed
kritik olarak as being critical
kritik olarak tanımlanmış critically identified
kritik bir parçası olarak as a critical part of
kritik olarak listelenir are listed as a critically
kritik olarak değerlendirildi assessed as critical
kritik olarak bağlı olacak will critically depend on
kritik bir hedef olarak as a critical goal
potansiyel olarak kritik rol potentially critical role
kritik olarak değerli critically valued
kritik olarak kabul edilir are regarded as critical
kritik olarak kabul edilir is considered a critical
termal olarak kritik rotor thermally critical rotor
kritik adım olarak as critical step
bir parçası olarak kritik critical as part of
tekil olarak kritik singularly critical
kritik olarak ihtiyacı olan critically in need of
teknik olarak kritik technically critical
kritik olarak kabul edildi have been deemed critical
kritik olarak kabul edilir considered critical
kritik olarak kabul edilir is recognized as critical
kritik bir bileşen olarak as a critical component
kritik noktalar olarak as critical points
kritik olarak kabul edildi recognized as critical
kritik meseleler olarak kal remain critical issues
operasyonel olarak kritik operationally critical
ilk olarak ikinci olarak üçüncü olarak firstly secondly thirdly
bir taraf olarak taahhütlere tam olarak uygun olarak in full compliance with the commitments undertaken as a state party
kritik critical
kritik açı critical angle
kritik cihaz critical apparatus
kritik bakım ünitesi critical care unit
kritik sabit critical constant
kritik sabitler critical constants
kritik sönüm critical damping
kritik yoğunluk critical density
kritik kitle critical mass
kritik organ critical organ
kritik yol analizi critical path analysis