birbirleriyle iletişim kurarlar

birbirleriyle iletişim kurarlar teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
birbirleriyle iletişim kurarlar they communicate each other

birbirleriyle iletişim kurarlar terimi için benzer kelimeler ve anlamları
birbirleriyle ilişki kurarlar they relate to one another
iletişim kurarlar they communicate
iyi iletişim kurarlar they communicate well
aralarında iletişim kurarlar they communicate among them
ile iletişim kurarlar they communicate with
mükemmel iletişim kurarlar they perfectly communicate
böylece sizinle iletişim kurarlar so they contact you
nasıl ilişki kurarlar how do they relate
ilişki kurarlar they would associate
kurarlar they do establish
birbirleriyle iletişim kurmak communicate each other
birbirleriyle iletişim communication with each other
birbirleriyle iletişim kurduk have contacted each other
birbirleriyle iletişim kurabilir able to communicate with each other
birbirleriyle iletişim kurmak communicating to each other
birbirleriyle iletişim kurmak contacting each other
birbirleriyle iletişim kurmak communicating with each other
birbirleriyle iletişim kurmak communing with each other
birbirleriyle doğrudan iletişim kurmak communicate directly with each other
taraflar birbirleriyle iletişim kurabilir parties may communicate with each other
birbirleriyle sık sık iletişim kurmak communicate with each other often
birbirleriyle with each other
birbirleriyle yüzleşmek facing each other
birbirleriyle etkileşime girme interact with each other
birbirleriyle işbirliği yapmak cooperate with each other
birbirleriyle tanışmışlar they met each other
birbirleriyle paylaş share with each other
birbirleriyle konuşmak talk with each other
birbirleriyle yarışmak compete with each other
birbirleriyle etkileşime geçmek interact each other
birbirleriyle savaşmak fighting each other
birbirleriyle işbirliği yapmak collaborate with each other
birbirleriyle temas halinde in contact with each other
birbirleriyle yarışmak race each other
birbirleriyle evlenmek marry each other
birbirleriyle tanışıyorlar they meet each other
birbirleriyle karşılaştır compare with each other
birbirleriyle yarışmak racing each other
birbirleriyle tanışmak meeting each other
birbirleriyle başa çıkmak dealing with each other
birbirleriyle ilişki kurmak associate with each other
birbirleriyle çıkmak date each other
birbirleriyle ilişkiler dealings with each other
birbirleriyle ilgilenmek caring for one another
birbirleriyle ticaret yapmak trade with each other
birbirleriyle takılmak hang out with each other
birbirleriyle temas halinde olmak to keep in touch with each other
birbirleriyle savaşta at war with each other
birbirleriyle konuşmak talk over each other
birbirleriyle kombinasyon halinde in combination with each other