risk almak konusunda isteksiz

risk almak konusunda isteksiz teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
risk almak konusunda isteksiz reluctant to take risks

risk almak konusunda isteksiz terimi için benzer kelimeler ve anlamları
izin vermek konusunda isteksiz reluctant to allow
bildirmek konusunda isteksiz olmak be reluctant to report
tavsiye etmek konusunda isteksiz reluctant to recommend
şiddeti bildirmek konusunda isteksiz reluctant to report violence
kaydolmak konusunda isteksiz reluctant to enrol
devam etmek konusunda isteksiz olmak be reluctant to continue
satın almak için isteksiz reluctant to buy
satın almak için isteksiz reluctant to purchase
satın almak isteksiz olabilir may be reluctant to buy
risk değerlendirmesi konusunda teknik rehber doküman technical guidance document on risk assessment
risk konusunda with regard to risk
dürtü konusunda bir şey satın almak buy something on impulse
maddi ihtiyaç konusunda yardım almak act on assistance in material need
hakları konusunda tavsiye almak take advice on their rights
öncelikler konusunda rehberlik almak obtain guidance on priorities
isteksiz disinclined
isteksiz half-heartedly
isteksiz indisposed
isteksiz loath
isteksiz loth
isteksiz reluctant
isteksiz unenthusiastic
isteksiz unwilling
isteksiz are reluctant
isteksiz ol be reluctant
isteksiz not willing
yapamaz veya isteksiz unable or unwilling
isteksiz is reluctant
isteksiz veya yapamaz unwilling or unable
isteksiz olacak will be reluctant
isteksiz have been reluctant
isteksiz are unwilling
hizmet verememek veya isteksiz olmak unable or unwilling to serve
yapamıyor veya isteksiz is unable or unwilling
isteksiz olabilir may be reluctant to
isteksiz is unwilling
onlar isteksiz they are reluctant
isteksiz parti unwilling party
isteksiz kahraman reluctant hero
isteksiz kurban unwitting victim
isteksiz reluctant about
isteksiz free from want
isteksiz free of want
konuşmak için isteksiz reluctant to speak
bunu yapmak için isteksiz reluctant to do so
teslim olmaya isteksiz reluctant to surrender
kabul etmekte isteksiz reluctant to accept
daha isteksiz more reluctant
borç vermeye isteksiz reluctant to lend
isteksiz olmak become unwilling