| ifade ettiği anlaşılıyor |
is understood to denote |
ifade ettiği anlaşılıyor terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| onun ifade ettiği gibi |
as he refers |
| ifade ettiği gibi |
as he expressed |
| raporun açıkça ifade ettiği gibi |
as the report made clear |
| bu bildirimin ifade ettiği |
to which this declaration refers |
| ifade ettiği kadar |
in so much as it refers |
| bir şeyin ifade ettiği gibi |
like something state it |
| anlaşılıyor |
it being understood |
| o anlaşılıyor |
it being understood that |
| demek olduğu anlaşılıyor |
is understood to mean |
| olduğu anlaşılıyor |
there would appear to be |
| açıkça anlaşılıyor |
it is expressly understood that |
| sahip olduğu anlaşılıyor |
are understood to have |
| içerdiği anlaşılıyor |
appear to involve |
| taraflarca anlaşılıyor |
it is understood by the parties |
| içerdiği anlaşılıyor |
is understood to include |
| zor anlaşılıyor |
is proving elusive |
| açıkça anlaşılıyor |
are clearly understood |
| amaçlandığı anlaşılıyor |
appears to be intended |
| amaçlandığı anlaşılıyor |
appear to be intended |
| anlaşılıyor |
it is being understood |
| içerdiği anlaşılıyor |
appears to involve |
| yaygın olarak anlaşılıyor |
it is widely understood that |
| doğru olduğu anlaşılıyor |
being found to be correct |
| geldiği anlaşılıyor |
appear to come from |
| yaygın olarak anlaşılıyor |
is widely understood |
| iyi anlaşılıyor |
is well clear of |
| orada olacağı anlaşılıyor |
it is understood that there will |
| iki tarafça da anlaşılıyor |
it is understood by both parties |
| şimdi anlaşılıyor ki |
it is now becoming clear that |
| hala yaygın olarak yanlış anlaşılıyor |
is still widely misunderstood |
| bu açıkça anlaşılıyor. |
this is clearly understood. |
| kayıttan anlaşılıyor |
is apparent from the record |
| karardan açıkça anlaşılıyor |
it is clear from the judgment |
| erişilebilir olduğu anlaşılıyor |
is accessible understood |
| neden olduğu anlaşılıyor |
appear to be caused by |
| olduğu anlaşılıyor |
is is understood that |
| ödediği anlaşılıyor |
would appear to have paid off |
| ikincisi olarak anlaşılıyor |
the latter being understood as |
| bu rapordan açıkça anlaşılıyor |
it is clear from this report |
| olduğu anlaşılıyor |
construed to have |
| çok kolay anlaşılıyor |
it is very easy understand |
| bu terimin anlaşıldığı anlaşılıyor |
it is understood that the term |
| bunun demek olduğu anlaşılıyor |
this is understood to mean |
| giderek daha iyi anlaşılıyor |
is increasingly understood |
| daha iyi anlaşılıyor |
it is becoming better understood |
| anlaşılıyor gibi görünüyor |
appears to understand |
| böyle anlaşılıyor |
it being understood that such |
| ifade ifade |
express statement |
| ifade eden ifade |
expression that refers to the |
| ifade edememek ve ifade etmemek |
unable to and do not express |