bir araç sağlarlar

bir araç sağlarlar teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
bir araç sağlarlar they provide a means

bir araç sağlarlar terimi için benzer kelimeler ve anlamları
kolay bir yol sağlarlar they provide an easy way to
sağlarlar they provide
fon sağlarlar they fund
ayrıca sağlarlar they also provide
bize sağlarlar they provide us with
sağlarlar they enable
onlara sağlarlar they provide them with
bilgi sağlarlar they provide information
mal sağlarlar they provide goods
sağlarlar they provide for
size sağlarlar they provide you with
birlikte sağlarlar together they provide
sağlarlar they would provide
sağlarlar mı whether they provide
hala sağlarlar they still provide
bana sağlarlar they provide me with
yine de sağlarlar yet they provide
yardım sağlarlar they provide help
aslında sağlarlar they actually provide
imkanı sağlarlar they provide the possibility
çünkü sağlarlar because they providing
sağlarlar they help provide
içgörü sağlarlar they provide insight
yarar sağlarlar they provide benefits
sağlarlar they do provide
kanıt sağlarlar they provide evidence
nasıl sağlarlar how they enable
sıcaklık sağlarlar they provide warmth
sana sağlarlar they provide you
motivasyon sağlarlar they provide motivation
kanıt sağlarlar they furnish proof
simetrik geçen bir ışın ya da bir araç yayan araç farları vehicle headlamps emitting a symmetrical passing beam or a
araç-araç vehicle-to-vehicle
araç 2 araç iletişim konsorsiyumu car 2 car communication consortium
araç kutusundaki araç tool in the toolbox
ben sadece bir son için bir araç mıydım? was i just a means to an end
bir kanun kararnameden daha az resmi bir araç verebilir a law may prescribe a less formal instrument than a decree
sadece bir son için bir araç. just a means to an end.
bir parçanın yerine getirilmesinde esnek ve düşük maliyetli bir araç a flexible and cost-efficient means of fulfilling a part
bir amaçtan öte bir araç more a means than an end
bu bir araç, bir son değil it is a means, not an end
otantik bir araç veya özel bir anlaşma an authentic instrument or a private agreement
bir antlaşma veya başka bir araç tarafından kurulan organizasyon organization established by a treaty or other instrument
bir şeyler yapmak için bir araç a tool for doing something
bir araç a means
sona bir araç a means to an end
için bir araç a means for
bir araç olarak as a means for
bir araç sağlamak provide a means
bir araç olarak as a tool