önceden belirlenmiş hedef

önceden belirlenmiş hedef teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
önceden belirlenmiş hedef predetermined goal

önceden belirlenmiş hedef terimi için benzer kelimeler ve anlamları
önceden belirlenmiş hedef predetermined target
belirlenmiş hedef established target
belirlenmiş hedef gruplar identified target groups
belirlenmiş hedef kitle designated target group
belirlenmiş hedef quantified goal
belirlenmiş hedef designated target
önceden belirlenmiş pre-established
önceden belirlenmiş predetermined
önceden belirlenmiş uyum preestablished harmony
önceden belirlenmiş tahta preset board
önceden belirlenmiş prespecified
önceden belirlenmiş pre-designated
önceden belirlenmiş set in advance
bu önceden belirlenmiş bir sonuçtur it's a foregone conclusion
bu önceden belirlenmiş bir sonuçtur it is a foregone conclusion
önceden belirlenmiş kriterler predetermined criteria
önceden belirlenmiş previously determined
önceden belirlenmiş siteler pre-identified sites
önceden belirlenmiş risk faktörleri predisposing risk factors
önceden belirlenmiş identified in advance
önceden belirlenmiş is predetermined
önceden belirlenmiş determined in advance
önceden belirlenmiş a pre-determined
önceden belirlenmiş are predetermined
önceden belirlenmiş sonuç predetermined outcome
önceden belirlenmiş program predetermined schedule
önceden belirlenmiş kırılma noktası predetermined breaking point
önceden belirlenmiş zaman prearranged time
önceden belirlenmiş anlaşma prearranged agreement
önceden belirlenmiş zamanlar predetermined times
önceden belirlenmiş bir zamanda at a predetermined time
önceden belirlenmiş identified upfront
önceden belirlenmiş uzunluk pre-set length
önceden belirlenmiş yol predetermined way
önceden belirlenmiş yol predetermined path
önceden belirlenmiş prearranged for
önceden belirlenmiş miktar predetermined amount
önceden belirlenmiş fiyat predetermined price
önceden belirlenmiş gecikme predetermined delay
önceden belirlenmiş gün predetermined day
önceden belirlenmiş have earmarked
önceden belirlenmiş are presupposed
önceden belirlenmiş faiz interest foregone
önceden belirlenmiş is presupposed
önceden belirlenmiş defined upfront
önceden belirlenmiş zaman aralığı predetermined time period
önceden belirlenmiş sonuç prespecified outcome
önceden belirlenmiş alt gruplar prespecified subgroups
önceden belirlenmiş tahsis predetermined allocation
önceden belirlenmiş periyotlar predetermined periods