genelliği sınırlamak

genelliği sınırlamak teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
genelliği sınırlamak limiting the generality

genelliği sınırlamak terimi için benzer kelimeler ve anlamları
genelliği sınırlamaksızın without limiting the generality
yukarıda belirtilenlerin genelliği generality of the foregoing
genelliği kaybetmeden without loss of generality
yukarıda belirtilenlerin genelliği ile sınırlı olmaksızın without limitation to the generality of the foregoing
genelliği sınırlamaksızın dahil including without limiting the generality
genelliği generality thereof
yukarıdakilerin genelliği generality of the above
öncelikli olanların genelliği generality of the forgoing
genelliği kısıtlamadan without restricting the generality
hukukun genelliği generality of law
ve genelliği sınırlamadan and without limiting the generality
sınırlamak constrain
sınırlamak verge on
sınırlamak restrict from
kapsamı sınırlamak limit the scope
sınırlamak bounding out
sınırlamak için in order to limit
sınırlamak constrain from
sınırlamak limit from
yukarıdakilerin genelliğini sınırlamak limiting the generality of the foregoing
emisyonları sınırlamak caps on emissions
sınırlamak için yorumlanmış construed to limit
sınırlamak istemek seek to limit
yeteneği sınırlamak limit the ability
hasarı sınırlamak limit the damage
kaynakları sınırlamak limiting resources
sınırlamak bounding down
kendini sınırlamak confine itself
sınırlamak için faaliyet göstermeli shall operate to limit
sınırlamak bounding over
sınırlamak için çalışmak operate to limit
kendini sınırlamak limit oneself
hane başına bir tane sınırlamak limit one per household
kullanımı sınırlamak limit the use
iklim değişikliğini sınırlamak limit climate change
sınırlamak için for limiting
kendilerini sınırlamak limit themselves to
rekabeti sınırlamak limit competition
sınırlamak için tasarlanmış designed to limit
yayılımı sınırlamak limit the spread
ile sınırlamak limit by
ihtiyacı sınırlamak limit the need
sınırlamak için alınan taken to limit
ahlaki tehlikeyi sınırlamak limit moral hazard
sınırlamak yerine rather limiting
onu sınırlamak confine him to
şansını sınırlamak limit the chance
nehri sınırlamak bordering the river
bir muhafızı sınırlamak border a guard
hükmü sınırlamak limit a provision