olması gerekip gerekmediği

olması gerekip gerekmediği teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
olması gerekip gerekmediği whether there should be

olması gerekip gerekmediği terimi için benzer kelimeler ve anlamları
numunenin geçersiz olması gerekip gerekmediği whether the sample should be voided
değiştirme gerekip gerekmediği whether a replacement was required
yapmam gerekip gerekmediğinden emin değilim i'm not sure if i should
yapmam gerekip gerekmediğinden emin değilim not sure whether i should
yapmam gerekip gerekmediğinden emin değilim i am not sure whether i should
yapmam gerekip gerekmediğinden emin değildim i was not sure if i should
olması veya olması muhtemeldir is or is likely to be
saldırganlığın olması aggressions
geç kalmış olması belatedness
bir elinin bağlı olması have one's hands tied
kafasının sağda vidalanmış olması have one's head screwed on right
engel olması olarak hinders
olması gereken supposed to
yararlı kişiler olması unrehabilitated
herşeyin gönlünüzce olması dileğiyle i wish you all the best
olması gerekirdi should have been
olması gereken ought to be
başarılı olması için to be successful
olması güzel nice to have
olması gerek need to be
olması gerekir is supposed to
olması gerekiyordu are supposed to
olması nedeniyle due to be
dışında olması be out of
olması gerekir needs to be
öyle olması gerek get to be
olması gereken güçler the powers that be
sesin yok olması fading away
olması gerekiyordu was meant to be
olması gerekir it is meant to be
yeterli olması adequation
olması gerektiği it's meant to be
diğer tüm şeylerin eşit olması all other things being equal
olması muhtemel likely to have
olması gerektiği gibi as it should be
olması zorunlu there is bound to be
olması gerekiyordu it is supposed
yerle bir olması razing
olması muhtemel are likely to have
yerinde olması gerek need to be in place
olması için for there to be
olması muhtemel is likely to have
olması muhtemel likely to happen
bunun olması için for this to happen
olması muhtemel there is likely to be
böyle olması koşuluyla provided that such
bir şeyler olması gerekiyordu somethings are meant to be
olması için for it to be
olması zorunlu there are bound to be
esas olması substantivity