ortadan kaldırılacak

ortadan kaldırılacak teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
ortadan kaldırılacak would be eliminated

ortadan kaldırılacak terimi için benzer kelimeler ve anlamları
kaldırılacak to be removed
kaldırılacak will be removed
kaldırılacak shall be removed
kaldırılacak are to be removed
kaldırılacak shall be lifted
kaldırılacak will be removed from
kaldırılacak shall be removed from
kaldırılacak bir eylem an act to abolish
şimdi kaldırılacak will now be removed
hesap kaldırılacak account will be removed
süspansiyon kaldırılacak suspension will be lifted
kaldırılacak will be uninstalled
kaldırılacak will be hoisted
kaldırılacak kişiler persons to be removed
tamamen yürürlükten kaldırılacak will be fully repealed
kaldırılacak shall be abrogated
ilk önce kaldırılacak to be removed first
lanet kaldırılacak the curse will be removed
bu yasa yürürlükten kaldırılacak this act shall repeal
yazılım kaldırılacak software will be removed
şarj edilebilir piller önce oyuncak kaldırılacak olan rechargeable batteries are to be removed from the toy before
çocuk kaldırılacak child will be removed
pansuman kaldırılacak the dressing will be removed
posta listemizden otomatik olarak kaldırılacak. will be automatically removed from our mailing list.
yakında kaldırılacak soon to be repealed
kaldırılacak bir şey yok nothing to remove
kaldırılacak katılar solids to be removed
durum kaldırılacak condition will be removed
kadar kaldırılacak will be removed until
kaldırılacak mallar goods to be lifted
kaldırılacak will be removal of
program kaldırılacak program will be removed
büyük olasılıkla kaldırılacak will likely be removed
toprak kaldırılacak soil will be removed
kaldırılacak he shall removed
ortadan kaldırmak abolish
bürokratik engelleri ortadan kaldırmak debureaucratize
ortadan kaldırmak phase out
ortadan kaldırmalı sublate
her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılması sözleşmesi convention on the elimination of all forms of discrimination
israfı ortadan kaldırmak eliminate waste
ihtiyacı ortadan kaldırır eliminates the need
ortadan aşağıya down the middle
olasılığı ortadan kaldırmak rule out the possibility
ihtiyacı ortadan kaldırmak eliminate the need
ortadan kaldırılabilen eliminable
kadına yönelik ayrımcılığın ortadan kaldırılması komitesi committee on the elimination of discrimination against women
her türlünün ortadan kaldırılmasına ilişkin uluslararası sözleşme international convention on the elimination of all forms of
yoksulluğun ortadan kaldırılması poverty eradication
yoksulluğu ortadan kaldırmak eradicate poverty