madde içinde ürün

madde içinde ürün teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
madde içinde ürün product in matter

madde içinde ürün terimi için benzer kelimeler ve anlamları
herhangi bir madde veya madde kombinasyonu any substance or combination of substances
madde 10 madde a article 10 item a
16. madde ve 17. madde article 16 and article 17
43. madde ve madde 49 article 43 et seq and article 49
bu ürün devlet tarafından bilinen bir kimyasal madde içerir this product contains a chemical known to the state
tıbbi ürün veya atık madde medicinal product or waste material
bu ürün bilinen bir kimyasal madde içerir this product contains a chemical known
madde içinde inside matter
kuru madde içinde in dry matter
içinde listelenen bir madde a substance listed in
içinde bulunan bir madde a substance contained in
içinde bir madde an ingredient in
ürün bazında ürün product by product basis
ürün veya ürün item or product
ürün çekme ve ürün geri çağırma product withdrawal and product recall
ürün düzeyinde ürün item level product
bu ürün veya ürün ailesi için packard. packard for this product or product family.
ürün içinde within the product
ürün içinde product inside
ürün tipi içinde within product type
ürün kötü bir ambalaj içinde teslim edilir. the product is delivered in a bad packaging,
sistem tüm ürün cezalarının içinde yer almasını sağlar system ensures that all product fines are contained within
ürün kötü bir ambalaj içinde teslim edildi. the product was delivered in a bad packaging,
ilçe içinde ve içinde in and for said county
siyahın içinde ki beyaz beyazın içinde ki siyah ying and yang
içinde ve içinde yolculuk travel to and within
hem içinde hem de içinde both across and within
saatler içinde ve saatler içinde clocking in and clocking out
güven içinde ve güven içinde in confidence and in trust
içinde ve içinde over and within
içinde veya içinde at or within
güvenli ve tanınmış sınırlar içinde barış içinde in peace within secure and recognized borders
karıştırılan madde adulterant
madde genel agent-general
alkilleyici madde alkylating agent
madde miktarı amount of substance
ön delikli madde anterior perforated substance
uyuşturucu madde antidrug
geri madde back matter
bağlayıcı madde binder
madde işareti bullet point
kanserojen madde carcinogen
tamamlayıcı madde complement clause
katılaşmış madde concretion
yoğun madde condensed matter
yoğun madde fiziği condensed matter physics
yoğun madde fiziği condensed-matter physics
kirletici madde contaminant
kontrast madde contrast medium
kontrollü madde controlled substance