daha sıradan bir düzeyde

daha sıradan bir düzeyde teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
daha sıradan bir düzeyde on a more mundane level

daha sıradan bir düzeyde terimi için benzer kelimeler ve anlamları
sıradan sıradan insanlar common ordinary people
uluslararası düzeyde yüksek düzeyde at a high level internationally
daha sıradan bir notta on a more mundane note
daha sıradan bir mücadele more mundane challenge
daha geniş bir düzeyde at a broader level
daha geniş bir düzeyde on a wider level
daha geniş bir düzeyde on a broader level
daha ayrıntılı bir düzeyde at a more granular level
daha temel bir düzeyde at a more fundamental level
daha genel bir düzeyde on a more general level
daha ayrıntılı bir düzeyde at a more detailed level
daha genel bir düzeyde at a more general level
daha büyük bir düzeyde on a larger level
daha geniş bir düzeyde at a wider level
maddi olarak daha yüksek düzeyde bir fayda sağlayacak will lead to a materially higher level of benefit
daha somut bir düzeyde at a more concrete level
daha temel bir düzeyde on a more fundamental level
daha yüksek bir düzeyde on a higher level than
daha sıradan olmak become more commonplace
daha az sıradan less ordinary
daha sıradan insanlar more ordinary people
daha sıradan more mundanely
sıradan faaliyetlerden daha az less than ordinary activity
daha sıradan on a more mundane
çok daha sıradan much more mundane
çok daha sıradan far more ordinary
herhangi bir düzeyde bir hükümetin tüm çalışanlarını içerir. it includes all employees, at any level, of a governmental d
daha yüksek düzeyde at a higher level
daha yüksek düzeyde on a higher level
daha kişisel düzeyde on a more personal level
daha yüksek düzeyde gerçekleştirmek perform at a higher level
daha yüksek düzeyde in a higher level
daha pratik düzeyde on a more practical level
daha temel düzeyde on a more basic level
daha düşük düzeyde at a lesser level
daha üst düzeyde at a more senior level
daha ileri düzeyde senin emrinde i am at your disposal to further
daha geniş düzeyde at the level of the broader
işlemlerin daha ileri düzeyde yürütülmesi further conduct of the proceedings
daha yüksek düzeyde cinsiyet şiddeti higher levels of gender violence
daha kişisel düzeyde at a more personal level
daha ileri düzeyde olmalı should be further advanced
daha yüksek düzeyde uyum higher level of compliance
daha yüksek düzeyde eğitim almak pursue higher level of education
sıradan bir şey değil anything but ordinary
sıradan bir dünya ordinary world
bu sıradan bir yer it is a commonplace
sıradan bir an ordinary
sıradan bir gün an ordinary day
sıradan bir kişi an ordinary person