| kendi içinde yeterli |
sufficient in itself |
kendi içinde yeterli terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| kendi içinde yeterli değil |
in itself is not enough |
| kendi içinde yeterli değil |
it not sufficient in itself |
| kendi içinde yeterli değil |
is in itself not enough |
| yeterli ve yeterli |
ample and sufficient |
| yeterli ve yeterli |
adequate and sufficient |
| yeterli kalitede yeterli su |
sufficient water of adequate quality |
| yeterli, yeterli |
sufficient, adequate |
| yeterli hakkın bir bileşeni olarak yeterli konut |
adequate housing as a component of the right to an adequate |
| yeterli yeterli |
enough enough |
| yağda kendi kendine yeterli |
self-sufficient in oil |
| finansal olarak kendi kendine yeterli |
financially self-sufficient |
| ekonomik olarak kendi kendine yeterli |
economically self-sufficient |
| gıdada kendi kendine yeterli |
self-sufficient in food |
| kendi başına yeterli değil |
is not sufficient in itself |
| kendi başına yeterli |
sufficient on its own |
| kendi kendine yeterli oldu |
became self sufficient |
| kendi başlarına yeterli değil |
not enough on their own |
| onlar kendi kendine yeterli |
they are self sufficient |
| enerjisel olarak kendi kendine yeterli |
energetically self-sufficient |
| b kendi kendine yeterli |
b self-sufficient |
| kendi kendine yeterli olma becerisi |
ability to be self-sufficient |
| kendi başına yeterli |
is sufficient in itself |
| kendi kendine yeterli olamaz |
cannot be self-sufficient |
| kendi başına yeterli |
enough in itself |
| kendi yeterli |
its own sufficient |
| kendi başına yeterli |
is in itself sufficient to |
| kendi kendine yeterli |
a self sufficient |
| kendi kendine yeterli olma |
in becoming self-sufficient |
| kendi başına yeterli |
enough on its own |
| kendi kendine yeterli |
is self-sufficient |
| büyük ölçüde kendi kendine yeterli |
largely self-sufficient |
| gün içinde yeterli saat yok |
there aren't enough hours in the day |
| yeterli zaman içinde |
within sufficient time |
| yeterli bir süre içinde |
within an adequate timeframe |
| f sorular yeterli cevap süresi içinde çözüldü |
f enquiries resolved within adequate response time |
| kendi adıma kendi adına |
on my own personal behalf |
| kendi inisiyatifi ve kendi riski altında |
own initiative and at their own risk |
| kendi uygunluğunu kendi kararını vermek |
make their own determination as to its suitability |
| kendi kendini imha etme ve kendi kendine devre dışı bırakma özellikleri |
self-destruct and self-deactivation features |
| kendi hesabına ve kendi pahasına |
own account and at its own expense |
| kendi kendini imha etme ve kendi kendine devre dışı bırakma f |
self-destruct and self-deactivation f |
| kendi içinde bitmek |
end in itself |
| kendi içinde |
in and of itself |
| kendi içinde |
in itself |
| kendi içinde tutarlı |
self-consistent |
| kendi içinde |
in themselves |
| kendi imkanların içinde yaşa |
live within your means |
| bu kendi içinde |
this in itself |
| kendi içinde bir son |
an end in itself |
| kendi içinde |
is in itself |