önce gelen

önce gelen teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
önce gelen which is preceded by

önce gelen terimi için benzer kelimeler ve anlamları
gelen ve gelen both to and from
gelen ve gelen mektuplar letters from and
gelen ve gelen serving to and from
kendinden önce gelen iş self-preoccupation
daha önce meydana gelen occurring prior
daha önce meydana gelen occurring earlier
tahtadan önce gelen that come before the board
ihlalden önce veya sonra gelen preceding or succeeding breach
ilk önce ardından gelen first with followed by
tarihten önce meydana gelen occurring prior to the date
uzun zaman önce gelen masal tale from long ago
mahkemeden önce gelen mağdurlar victims who appear before the court
hemen önce veya sonra gelen immediately preceded or followed
sonlandırmadan önce meydana gelen occurring prior to termination
yükümlülükten önce gelen bir koşul a condition precedent to the obligation
bundan önce gelen koşullar conditions precedent that
vade tarihinden önce veya önce on or before the due date
her şeyden önce seni sonsuza dek seveceğim, ilk önce sizsiniz. above all love you forever primarily on the world's first is you.
parçaları takmadan veya çıkarmadan önce ve temizlemeden önce before putting on or taking off parts, and before cleaning
işbaşına yeni gelen kimse iyi iş görür a new broom sweeps clean
sonradan akla gelen düşünce afterthought
elinden gelen all-out
başına gelen befell
göğüsten gelen chesty
başta gelen chiefest
karşılık gelen açılar corresponding angles
vadesi gelen fatura due bill
kulağa hoş gelen dulcet
içkiden gelen cesaret dutch courage
haydan gelen huya gider easy come, easy go
ardından gelen ensuing
kulağa hoş gelen euphonic
ilk gelen first-come
cennetten gelen heaven-sent
gelen yerli homebred
gelen sepeti in-basket
gelen kutusu in-box
gelen in-coming
gelen inbound
gelen kutusu inbox
gelen incoming
doğuştan gelen bağışıklık innate immunity
duraklardan meydana gelen izokronizm isochronism
yeni gelen kimse johnny-come-lately
önüne gelen her şeyi yıkan güç juggernaut
cennetten gelen manna manna from heaven
yeni gelen newcomer
meydana gelen occurring
doğuştan gelen günah original sin
aynı kökten gelen sözcük paronym