| yiyeceklerin kirlenmesini önlemek |
avoid contamination of food |
yiyeceklerin kirlenmesini önlemek terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| kirlenmesini önlemek |
prevent from contaminating |
| kirlenmesini önlemek |
avoid contamination with |
| yüzey kirlenmesini giderin |
remove surface contamination |
| suyun kirlenmesini önleyin |
avoid water contamination |
| kanalizasyonların kirlenmesini önleyin |
prevent contamination of drains |
| akdenizin kirlenmesini önleme |
de-pollution of the mediterranean |
| yiyeceklerin bozulması |
spoilage of food |
| yiyeceklerin çoğu |
much of the food |
| yiyeceklerin bozulması |
food deterioration |
| yiyeceklerin imhası |
disposal of food |
| katı yiyeceklerin tanıtılması |
introducing solid food |
| yiyeceklerin karıştırılması |
adulteration of food |
| yiyeceklerin parçalanması |
breaking down of food |
| yiyeceklerin küçük bir kısmı |
small portion of food |
| yiyeceklerin kaybolması |
food disappearance |
| yiyeceklerin farkında |
aware of food |
| böyle yiyeceklerin saklanması |
holding of such food |
| hangi yiyeceklerin yağda yüksek olduğu |
which foods are high in fat |
| vahşi yiyeceklerin toplanması |
collection of wild foods |
| tüm yiyeceklerin yarısı |
half of all food |
| yiyeceklerin miktarı ve çeşitleri |
amount and types of foods |
| tüketilen yiyeceklerin türü ve miktarı |
the type and amount of foods consumed |
| yiyeceklerin ayak izi |
footprint of food |
| yiyeceklerin lezzetini artırmak |
to enhance the flavor of food |
| yiyeceklerin ve alkolsüz içeceklerin çocuklara pazarlanması |
marketing of foods and non-alcoholic beverages to children |
| yiyeceklerin kötüye kullanılması |
the misuse of food |
| midenizdeki yiyeceklerin hareketini yavaşlatır |
slows down the movement of food through your stomach |
| yiyeceklerin gerçek maliyeti |
real cost of food |
| bu yiyeceklerin |
of these foods |
| konforlu yiyeceklerin tanımı |
the definition of comfort food |
| önlemek ve önlemek |
prevent and avoid |
| önlemek |
avert |
| önlemek |
avoid |
| veba gibi önlemek |
avoid like the plague |
| buzlanmayı önlemek |
de-ice |
| önlemek |
forestall |
| önlemek |
preclude |
| önlemek |
prevent |
| önlemek |
thwart |
| önlemek için |
in order to avoid |
| önlemek için |
in order to prevent |
| önlemek için |
so as to avoid |
| önlemek |
avoid from |
| onları önlemek |
prevent them from |
| hasarı önlemek |
prevent damage |
| onu önlemek |
prevent him from |
| tekrarı önlemek |
prevent recurrence |
| felaketi önlemek |
avert disaster |
| karışıklığı önlemek için |
to avoid confusion |
| hayal kırıklığını önlemek için |
to avoid disappointment |