| kolaylaştıran bir teknoloji |
an enabling technology |
kolaylaştıran bir teknoloji terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| kolaylaştıran bir ortam |
an enabling environment |
| ticareti kolaylaştıran önlemler |
trade facilitating measures |
| ticareti kolaylaştıran hizmetler |
trade-facilitating services |
| kolaylaştıran kaynakların kullanımı |
the use of resources that facilitates |
| bürokrasiyi kolaylaştıran |
streamlining bureaucracy |
| uygulamayı kolaylaştıran |
which facilitate the application |
| yaklaşımı kolaylaştıran |
approach facilitating |
| kolaylaştıran |
enabling easier |
| kolaylaştıran çalışma ortamı |
working environment that facilitates |
| son teknoloji ürünü tıbbi teknoloji |
state-of-the-art medical technology |
| son teknoloji ürünü teknoloji |
state of the art techonology |
| ileri teknoloji ürünü ileri teknoloji |
advanced high-end technology, |
| böyle bir teknoloji |
such technology |
| yeni bir teknoloji |
a new technology |
| böyle bir teknoloji |
such a technology |
| tescilli bir teknoloji |
a proprietary technology |
| son teknoloji ürünü bir tesis |
a state-of-the-art facility |
| kanıtlanmış bir teknoloji |
a proven technology |
| son teknoloji ürünü bir baş |
a state of the art head |
| bir niş teknoloji |
a niche technology |
| son teknoloji ürünü bir fabrika |
a state-of-the-art factory |
| son teknoloji ürünü bir çözüm |
a cutting-edge solution |
| üç ayda bir teknoloji |
technology quarterly |
| bir teknoloji tarafından desteklenmektedir |
powered by a technology |
| için tasarlanmış bir teknoloji platformudur |
is a technology platform designed to |
| gelişen bir teknoloji |
a developing technology |
| son teknoloji ürünü bir yapı oluşturmak |
form state-of-art |
| son teknoloji ürünü bir çalışma |
a cutting edge work |
| bir teknoloji firması |
a technology firm |
| son teknoloji ürünü bir donanıma sahip |
state-of-the-art fitted |
| son teknoloji ürünü bir alıcı |
state-of-the-art receiver |
| acımasız bir teknoloji arayışıyla |
through a relentless pursuit of technology |
| umut verici bir teknoloji olarak |
as a promising technology |
| yararlı bir teknoloji |
a useful technology |
| son teknoloji ürünü bir aquitecture |
state-of-the-art aquitecture |
| bir teknoloji cihazı |
a technology device |
| son teknoloji ürünü bir sistem |
a state-of-the-art system |
| önemli bir teknoloji |
an important technology |
| çekirdek bir teknoloji |
a core technology |
| teknoloji bir fark yaratabilir |
technology can make a difference |
| sahip olması gereken bir teknoloji |
a must-have technology |
| bir teknoloji başlattı |
launched a technology |
| olgunlaşan bir teknoloji |
a maturing technology |
| son teknoloji ürünü bir kaynak |
a state-of-the-art resource |
| böyle bir son teknoloji |
such a cutting-edge |
| bir dizi teknoloji |
a range of technologies |
| yeni bir teknoloji geliştirmek |
developing a new technology |
| avantajları olan bir teknoloji |
a technology whose advantages |
| yeni bir teknoloji |
a new cutting-edge |
| yeşil bir teknoloji |
a green technology |