sıkışık kentsel alanlar

sıkışık kentsel alanlar teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
sıkışık kentsel alanlar congested urban areas

sıkışık kentsel alanlar terimi için benzer kelimeler ve anlamları
kentsel ve peri kentsel alanlar urban and peri urban areas
sıkışık alanlar congested areas
kentsel ve peri-kentsel tarım urban and peri-urban agriculture
kentsel ve peri-kentsel ortamlar urban and peri-urban environments
kentsel ve peri-kentsel ormancılık urban and peri-urban forestry
kentsel alanlar urban areas
peri-kentsel alanlar peri-urban areas
yoğun kentsel alanlar dense urban areas
büyük kentsel alanlar major urban areas
fonksiyonel kentsel alanlar functional urban areas
büyük kentsel alanlar large urban areas
kentsel yeşil alanlar urban green areas
yarı kentsel alanlar semi-urban areas
yoğun nüfuslu kentsel alanlar highly populated urban areas
kentsel olmayan alanlar non-urban areas
dezavantajlı kentsel alanlar disadvantaged urban areas
marjinal kentsel alanlar marginal urban areas
kırsal ve kentsel alanlar arasındaki boşluk gap between rural and urban areas
daha büyük kentsel alanlar larger urban areas
şehir içi ve kentsel alanlar inner city and urban areas
gelişen kentsel alanlar developing urban areas
hem kentsel hem de kırsal alanlar için for both urban and rural
kentsel ve kırsal alanlar urban and rural areas
küçük kentsel alanlar small urban areas
kırsal ve kentsel alanlar arasında among rural and urban areas
yüksek yoğunluklu kentsel alanlar high-density urban areas
ihmal edilen kentsel alanlar neglected urban areas
kilit kentsel alanlar key urban areas
güvenli kentsel alanlar safe urban spaces
sıkışık congested
sıkışık cramped
sıkışık hard-pressed
sıkışık koşullar cramped conditions
sıkışık çeyrek cramped quarters
sıkışık oda cramped room
sıkışık alan cramped space
sıkışık eller clenched hands
sıkışık ve darmadağın cramped and cluttered
sıkışık cilt congested skin
sıkışık koşullarda in cramped conditions
hala sıkışık still stuck
sıkışık trafik congested traffic
sıkışık ofis cramped office
sıkışık pozisyon cramped position
sıkışık knuckled down
sıkışık yollar congested roads
sıkışık kaynaklar squandered resources
sıkışık hissetmek feel the squeeze
sıkışık gövde cramped housing
ile sıkışık cramped with