değer ölçütü

değer ölçütü teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
değer ölçütü value benchmark

değer ölçütü terimi için benzer kelimeler ve anlamları
maliyet ölçütü cost benchmark
mükemmellik ölçütü benchmark of excellence
ölçütü ayarlamak set the benchmark for
fon ölçütü fund benchmark
f-ölçütü f-measure
harcama ölçütü expenditure benchmark
kalite ölçütü benchmark in quality
fırsat ölçütü opportuneness criterion
zaman ölçütü time benchmark
kalitenin ölçütü benchmark of quality
eğitim ölçütü educational benchmark
ücret ölçütü wage benchmark
doğruluk ölçütü criterion for the truth
üretim maliyeti ölçütü production cost benchmark
başarının ölçütü benchmark of achievement
intel işlemci numaraları, performans ölçütü değildir. p intel processor numbers are not a measure of performance. p
dünya ölçütü is a world benchmark
bir sonuç ölçütü one outcome measure
referans ölçütü benchmark of reference
değerlendirme ölçütü benchmark for evaluating
dünyanın ölçütü the world's benchmark
başarının ölçütü benchmark of success
asgari ücret ölçütü minimum wages benchmark
performans ölçütü yüzdesi percentage of performance measure
uygunluk performans ölçütü compliance performance measure
önem ölçütü importance criterion
referans ölçütü share benchmark
kullanılan bir performans ölçütü a performance metric used to
ölçütü aşıyor exceeds the benchmark
onun ölçütü its benchmark
eşitlik ölçütü equality benchmark
değer ve değer worth and value
değer ve değer value and worth
değer vermeye değer worth caring about
değer vermeye değer worth treasuring
kayda değer değer appreciable value
gerçekleşmemiş değer düşüklüğü veya değer kaybı unrealized appreciation or depreciation
değer veya değer value or worth
değer düşüklüğü ve değer düşüklüğü zararlarının iptali impairment and reversals of impairment losses
gerçeğe uygun değer daha düşük maliyet satmak; kullanımdaki değer; ve sıfır. fair value less costs to sell; value in use; and zero.
kayda değer oranda değer düşüklüğü appreciable impairment
değer vermeye değer worth caring
sahip olmaya değer bir şey için çalışmaya değer anything worth having is worth working for
değer-değer teklifi value-value proposition
dikkate değer dikkate değer remarkable considering
kayda değer kayda değer significant appreciable
mutlak değer absolute value
katma değer vergisi added-value tax
takdire değer admirable
önlemenin bir onsu tedaviye değer an ounce of prevention is worth a pound of cure