empoze edilmemeli

empoze edilmemeli teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
empoze edilmemeli should not be imposed

empoze edilmemeli terimi için benzer kelimeler ve anlamları
empoze eder veya empoze edebilir imposes or may impose
ihmal edilmemeli should not be overlooked
ihmal edilmemeli should not be neglected
dahil edilmemeli should not be included
tedavi edilmemeli should not be treated
göz ardı edilmemeli must not be ignored
teşvik edilmemeli should not be encouraged
reçete edilmemeli should not be prescribed
rahatsız edilmemeli should not be disturbed
rahatsız edilmemeli must not be disturbed
bazı şeyler yok edilmemeli somethings shouldn,t be destroyed
feragat edilmemeli should not be waived
tavsiye edilmemeli should not be recommended
asla göz ardı edilmemeli must never be disregarded
yok edilmemeli should not be eliminated
asla pes edilmemeli must never be given up
formüle edilmemeli should not be formulated
hiç çaba sarf edilmemeli no efforts should be spared
hiç çaba sarf edilmemeli no effort should be spared
takip edilmemeli should not be pursued
tarafından dikte edilmemeli should not be dictated by
ihmal edilmemeli ought not to be neglected
iptal edilmemeli should not be annulled
fazla tahmin edilmemeli should not be overestimated
göz ardı edilmemeli should not been ignored
ilan edilmemeli should not be publicized
merak edilmemeli it is not to be wondered at
asla ihmal edilmemeli must never be neglected
inşa edilmemeli should not be constructed
empoze impose on
nemo bana lacessit empoze nemo me impune lacessit
empoze etmek impose upon
empoze edilebilir may be imposed
dışarıdan empoze edilen externally imposed
empoze ederek by imposing
empoze edebilir may impose
empoze eder would impose
empoze edilmek to be imposed
empoze edilecek shall be imposed
empoze imposed for
empoze etmek seek to impose
empoze edilecek will be imposed
empoze etmez does not impose
empoze edilip edilmediği whether imposed
disiplin empoze etmek impose discipline
aksi halde empoze otherwise imposed
empoze edilen imposed against
empoze etmek istemiyorum i don't want to impose
kendini empoze eder imposes itself
kendiliğinden empoze edilen sürgün self-imposed exile